İzlenim
‘Sabah köprü trafiğinde geçen 1.5 saatlik bir yolculuk
sonunda Kozyatağı’na ulaştığımda yol bilgisayarında 5.1
litre yazıyordu. Fabrika verisiyle aradaki 0.4 litrelik fark
günümüz otomobilleri arasında harika’
H
Hyundai şu anda hatchback
modelleri i20, i30 ve başarılı SUV
crossover modeli Tucson ile
başarıyı kovalıyor. Fakat yakın
geçmişe dönüp bakacak olursak
Hyundai’ye Türkiye pazarında
bulunduğu yeri kazandıran
otomobillerin sedan karoser
tiplerine sahip olduklarını
görüyoruz. Hatta isim vermek
gerekirse Accent ve Elantra. Sedanı
seven bir yapımız olduğu için zaten
gözümüz onlarda. Bagaj hacmi,
düşük yürütme maliyetleri bir de
uygun satış rakamları birleşince
NİSAN-MAYIS / 2016
geçmişin sedan Hyundai’leri başarılı
olmuştu.
Fakat şartlar artık değişti.
Hyundai kendini artık daha üst
seviyeye konumlandırıyor ve bu
doğrultuda donanım, kalite, tasarım,
tüketim gibi unsurlara eskisinden
çok daha fazla önem veriyor. Çünkü
artık tüketicinin de beklentileri
değişti. Vergi sisteminden dolayı
“ucuz otomobil” diye birşey
kalmadığı onlar da “madem para
vereceğiz bari karşılığını alalım”
düşüncesine girdi.
Beklentileri karşılamak için
Elantra ilk etapta gücünü
kullanabilir. Motoru 136 hp güç
üretiyor ve bu sınıfının en güçlü
turbodizel motorlarından birine
sahip olması anlamına geliyor. Alt
devirlerde kendini gösteren 300
Nm’lik tork sırtınızda ciddi bir baskı
yaratmasa da yeterli olduğunu
hissediyorsunuz. Fakat Elantra’nın
beni etkilediği nokta yakıt tüketimi.
i30 ve Accent’te bu motor-şanzıman
kombinasyonunu tecrübe etme
imkanı bulmuştum ve tüketim bana
ortalama seviyelerde gelmişti.
Elantra ise gerçekten takdiri hak