İzlenim
Ç
‘Yüzde 52/48 oranlı ağırlık dağılımı ve opsiyonel sınırlı
kaydırmalı kilitli arka diferansiyel sayesinde Mustang,
elektronik destekleri yormadan zevk veriyor’
Çoğumuz için Amerikan otomobili
deyince aklımıza devasa hacimli,
sekiz silindirli, yumuşak süspansiyonlu ve konu yol tutuş olduğunda
arkasına bakmadan kaçan kaslı
tasarımlara sahip otomobiller gelir.
60’lı yıllardan beri aramızda olan bu
otomobillerin başında gelen isim ise
şüphesiz Ford Mustang. Seri üretimi
1964 yılında başlayan otomobil “Fastback” lakaplı zamansız tasarımıyla
ün kazandı. V8 motoruyla hız
kazanan otomobil günümüze kadar
en küçüğü altı silindirli motor
seçenekleriyle geldi.
Üretimine başlanılmasının 60.
NİSAN-MAYIS / 2016
yılında Ford, Mustang’in altıncı
jenerasyonunu tanıttı. Bu tanıtım
bütün jenerasyonlardan daha çok ses
getirdi. Otomobil için tarihi ilkler
taşıyordu. Bunların ilki yeni arka
süspansiyon yapısıydı. Bir Mustang’de ilk kez sabit aks yerine
bağımsız çok bağlantılı arka
süspansiyon kullanılıyordu. İkincisi
ise sağdan direksiyon seçeneği
sunulmasıydı. Üçüncüsü ve en çok
yankı uyandıran ise şüphesiz 2.3
litrelik dört silindirli turbo motoru
oldu.
Bu motor Amerikan otomobili
sevenleri, Mustang tutkunlarını,
otomobil severleri, çevrecileri,
aileleri, arkadaşları, çocukları,
herkesi ikiye böldü. Herkes bu yeni
motor hakkında bir fikre sahipti.
Kimine göre gerekli, kimine göreyse
trendi yakalamak için atılmış alelade
bir adımdı. Ben kararımı kullandığımda verecektim. Kullanmak ki ne
kullanmak...
Türkiye’de Ford ve Motorsporları
kelimesini bir arada kullanınca
Bostancı ailesinin ismi öyle ya da
böyle geçer. Geçtiğimiz yılın Türkiye
Ralli Şampiyonu ve Avrupa Ralli
Kupası Şampiyonu Murat Bostancı’yı
uzun zamandır Autocar için bir