F
ormula 1’de son çeyrek yüzyılın
en büyük kural değişiklikleriyle
beraber, 2014 sezonu büyük
sürprizlere gebe ve müthiş bir
heyecana sahne olması beklenen bir yıl
olarak 14 Mart’ta Avusturalya’da start
alıyor. En son 1988’de turbo motorların
kullanıldığı Formula 1’de, tam 26 yıl sonra
uluslararası otomobil federasyonu FIA
turbo motorları geri getirme kararı aldı ve
bu durum üç motor üreticisi Mercedes,
Ferrari ve Renault için bambaşka ve
yepyeni bir mücadele haline geldi.
Geçtiğimiz sezona kadar 2.4-litre V8
atmosferik basınçlı motorlarla yarışılan
Formula 1’de, bu sene aslında sadece
turbo motorlara değil, aynı zamanda çok
ciddi bir hibrit teknolojisine de geçiş
yapılmış oldu. Şu anda kullanılan
motorlar, beraberindeki enerji geri
kazanım sistemleriyle beraber aslında bir
güç ünitesi olarak adlandırılıyor. Bu
ünitenin temelinde 1.6-litre hacminde V6
silindir yapısına sahip, dakikada 15 bin
MART / 2014
devir çevirebilen turbo motorlar yer alıyor
ve bu motorların 600 bg civarında bir güç
ürettiği tahmin ediliyor. Bunun ötesinde,
güç ünitesi dediğimiz bütün bu yapıda iki
ayrı enerji geri kazanım sistemi
bulunuyor. Bunlardan biri frenleme
esnasında ortaya çıkan enerjiyi geri
kazanmaya çalışırken, diğeri turbonun
dakikada 100 bin devir çevirebilen müthiş
torkundan faydalanarak enerji
üretebiliyor. Bu iki sistem deveye
girdiğinde yaklaşık olarak 33-34 saniye
kesintisiz kullanılabilecek 160 bg’lik
ekstra bir güç ortaya çıkıyor. Böylece
2014 sezonundaki F1 araçlarının toplam
gücünün 770-780 bg’leri bulduğu
söyleniliyor. Motorların turbo olmasının
dışında, bahsettiğimiz bu son derece
teknolojik hibrit yapılarla birlikte, aslında
bu sene Formula 1 tarihinin en karmaşık,
en komplike ve en gelişmiş güç ünitelerini
izleyeceğiz. Ayrıca, FIA yakıt konusunda
da kısıtlamalar getiriyor. Artık otomobiller
yarışa maksimum 100 kiloluk yakıt
yüküyle başlayabilecekler. Geçen sezona
göre yaklaşık yüzde 30 küçülen yakıt
depoları, takımlara, enerjiyi verimli
kullanma konusunda da yepyeni bir
strateji yükü getiriyor.
Bunun dışında, bu motorlarda çok yüksek
tork olduğu için vites kutularının da
değiştirilmesi gündeme geldi ve Formula 1
tarihinde ilk defa 8-ileri vites kutusuna
geçildi. Yeni motorların hacminin
küçülmesi, aynı zamanda otomobilin
aerodinamik şekilleri de değişmiş oldu.
Yeni otomobillerin, özellikle oldukça çirkin
burunları olduğunu görüyoruz. Ayrıca
burun kısmı, arkadan çarpmalarda
pilotun yaralanma riskini minimum
seviyeye çekmek için 40 mm alçaltıldı.
Böyle olunca da ortaya bazı takımların
araçlarını karınca yiyen lakabına
büründüren ilginç görüntüler çıktı. Çünkü
takımlar, otomobilin altına giren hava
akımını artırabilmek adına burunlarını
olabildiği kadar yukarıda tutmaya
çalışıyorlar.
benzinmagazin.com