SPOR CROSSFIT
H
aftanın her günü spor
salonuna gidip,
vücudunuzun her bir
bölgesi için birbirinden
farklı onlarca makinede zaman geçiriyor
olabilirsiniz. Rutin antrenman
programları sizi bunaltmış, makinelerin
basitliği canınızı sıkmış olabilir. Özellikle
de çalışmak istediğiniz makinede oturan
amca, set aralarında gazete okuyorsa, o
salon artık sizin için çekilmez bir hal
almış demektir. Ortalama iki saatinizi
harcadığınız salonda, 45 cm’lik kol
kaslarını sıkarak ayna karşısında ego
erotizmi yaşayan insanların da var oluşu
cabası. Bir de makinelerin üzerinde
anlaşılması zor grafiklerin size rehberlik
etmesini umut etmek var tabi. Çünkü
gittiğiniz salon, cebinizi yakacak
derecede uçuk ücretlerle PT (özel
antrenörlük) servisi sunuyor. Dolayısıyla
kimseden yardım alamıyorsunuz.
Stretching-Mobilty (açma ve germe
hareketleri) gibi antrenmanların sıkıcı
oluşundan dolayı pas geçiyor, bir
sonraki antrenmanınızda sakatlanma
riski için zemin hazırlıyorsunuz. Özetle,
çok zaman harcıyor, yardım isteyemiyor,
her gün aynı şeyleri yapmaktan sıkılıyor,
her an sakatlanma riskiyle yaşıyor ve
spora ayırdığınız zamandan verim
alamıyorsunuz.
Biri çıkıp size, ‘antrenmanların
maksimum 20 dakika (kişisel gelişim
isteğine göre 40 dk’ya kadar çıkabilir)
sürecek, grup halinde antrenmana aynı
zamanda başlayacaksın, başında bir
eğitmen duracak, yaptığın bir
antrenmanın aynısını bir daha
yapmayacaksın, esneme hareketleri
zorunlu olduğundan sakatlanma riskin
minimuma düşecek ve dünyanın en
verimli fiziksel aktivitesini
gerçekleştireceksin’ derse, bilin ki o kişi
‘CrossFit’in ta kendisinden bahsediyor
demektir. Bunun yanında CrossFit size,
güçlü bir olimpik halterci, çevik bir koşu
atleti ve esnek bir jimnastikçi olabilme
fırsatı da sunuyor.
benzinmagazin.com
2014 / MART