devreye giren ZF imzalı yeni
9-ileri otomatik şanzıman aynı
şekilde yerini almış durumda.
1841 kg’lik ağırlık kulağa fazla
gelebilir, ancak yerini aldığı
Freelander’dan 22 kg daha
hafif. Bunu tavan, kaput ve
bagaj gibi kullanılan alüminyum gövde parçalarına
bağlayabiliriz.
Sport, ağabeyleri gibi havalı
süspansiyon sistemi kullanmıyor, yerine yaylı sistem mevcut.
Land Rover’in Terrain Response sistemi burada da yerini
almış, ancak yaylı altyapıdan
dolayı yetenekleri kısıtlanmış
durumda. Bu nedenle Terrain
Response, daha çok elektronik
stabilite programı odaklı
çalışıyor. Discovery Sport
sürekli dört tekerlekten çekişli
ve bunun kumandası merkez-
Altıncı ve yedinci koltuklar kısa
seyahatler için yeterli diz ve baş
mesafesine sahip olabilir, ancak uzun
yolculuğu düşünmeyin bile
deki elektronik kontrollü
Haldex diferansiyele emanet.
Çekiş, elektronik olarak
gereken tekerleğe değişken
oranlı olarak aktarılabiliyor.
Sport, aynı zamanda 600
mm derinliğindeki sularda bile
ilerleyebiliyor ve sınıf lideri
yaklaşma ve uzaklaşma açıları
sunuyor.
Aracın içi de Evoque’dan
nasibini almış durumda. Ön
konsol aynı, ancak özellikle
orta kısımda ciddi anlamda
değişiklik mevcut. Evoque, lüks
mottolu Range Rover, Discovery ise Land Rover logosunu
kaputunda taşıyor. Bu nedenle
Discovery’nin biraz daha
maceracı, outdoor materyallerle donatılması gerekiyor, bu
gayet normal. Ancak yine de
özellikle orta konsoldaki ses
sistemi ve iklimlendirme
butonlarının Ford modellerini
ciddi anlamda andırması
yüzümüzün buruşmasına
neden olabiliyor. Koltuk,
direksiyon ve bunların
oluşturduğu oturma pozisyonu
tipik Land Rover. Konforlu bir
sandalyede tüm habitata hakim
seyahat ediyorsunuz.
Bir Range Rover müşterisi
kullanılan malzemenin
kalitesini sorgulamaya
2015 / HAZİRAN