KÜTÜPHANE BÜLTENİ
OCAK 2018
ANLATAMAM DERDİMİ KİMSELERE
sa
Prof. Dr. Bülent Yılmaz’ın yazı-
sı..
Benzer nitelikli birkaç durumu bir iki
gün içinde ve peşi sıra yaşayınca yaz-
mak şart oldu!
İlki hepimizin mutlaka rastladığı bir
görüntü: Gece televizyonda tesadüfen
izlediğim spor yorum programında bir
futbol maçı sonrası oyuncular ile yapılan
röportajları veriyorlar. Oyuncular, hem
de esaslı bir maçın değerlendirmesi için
farklı ve içerikli toplam üç cümle kura-
biliyorlar! Aslında anlatmak istiyorlar;
çünkü maçı yaşamışlar, görmüşler biz-
zat. Heyecandan desem değil; yüzlerce
kez bu tür söyleşileri yapmışlardır. Ya-
şadığını, gördüğünü anlatmak istiyor,
ama yok; cümle kuramıyor, sözcük bula-
mıyor. Kafasındakini dile getiremiyor.
Dönüp dolaşıp o bildik cümleyi yineliyor:
“Önümüzdeki maça bakacağız!”
sa belki de toplam beş cümle gerekiyor
bunun için!
Sonra genç yaşta yaşamını yitiren bir
akademisyen arkadaşımın cenaze töre-
nine gidiyorum. Epeyce kalabalık. Tören
başlıyor. Sırasıyla akademisyen arka-
daşları duygularını ve düşüncelerini dile
getiriyorlar. Elbette üzgünler ve konuş-
Ertesi sabah radyoda bir sunucu.
mak kolay değil; farkındayım. Son dere-
Dinleyicilerle canlı bağlantı kurup bu-
ce duygulular ve yıllardır derslerde,
lundukları yolda, bölgede trafik duru-
toplantılarda topluluklar önünde konuş-
munu soruyor. Dinleyiciler anlatamıyor.
muşlar. Şimdi bu törende beş altı cümle
Sunucu fark ediyor ve kendisi özetle-
ile arkadaşları hakkındaki duygularını
meye, açıklamaya çalışıyor. Tıpkı fut-
dile getirecekler. Yok, yine aynı sorun!
bolcular gibi dön dolaş aynı cümlenin
O güzelim duygularını ve düşüncelerini
sözcüklerinin yerini değiştirip söylüyor.
ifade edemiyorlar. İmdada kalıp cümle
Yeni cümle kuruyor ama yeni cümlede
yetişiyor hepsinde: “Sözün bittiği yer-
yeni sözcük yok. Trafik durumunu açık-
deyiz!”
lıkla anlatamıyor, ifade edemiyor! Aynı
cümlenin etrafında dönüp duruyor! Oy-
18
18