Bakış Boşluğu Fanzin - 3 Bakış Boşluğu Fanzin - 3 | Page 22

YEDİNCİ SENFONİ Oğuzcan ÖZCAN ‘‘Whiplash’’ C harlie Parker 1920 doğumlu ABD’li jazz sanatçısıdır. Bir söylentiye göre Charlie Parker, Count Basie grubunun elemanlarıyla çalarken, grup elemanları Parker’ın ezgilerinden hoşlanmamış ve grubun davulcusu Jo Jones, Parker’a zil fırlatmıştır. Charlie Parker bu olayla ilgili, sıradanlaşmış ezgilerden sıkıldığı için yeni duygu arayışlarında olduğunu söylemiştir. İşte Parker’ı özgür kılan ve bir efsaneye dönüştüren bu düşüncedir. Whiplash’e Charlie Parker ile giriş yapıyorum çünkü Whiplash her ne kadar anlatısını bu olaydan alsa da daha çok azimli bir davulcu ve otoriter bir öğretmenin arasındaki psikolojik savaşı ele alır. Andrew Neiman, Schffer konservatuarında eğitim gören bir davulcudur. Bu yolda en büyük hedeflerinden biri hayranı olduğu jazz davulcusu Buddy Rich gibi çalabilmektir. Yaptığı davul pratiği sırasında okulun en önemli müzisyenlerinden Terence Fletcher’ın kulağına Andew’in ezgileri takılır. Fletcher, Andrew’in yeteneğini fark ederek onu okulun en prestijli orkestrasına alır. Fakat Fletcher müzik eğitiminde öğrencilerine çok sert davranan, onlara sınırlar çizen ve mükemmeli arayan bir öğretmendir. Kendi egoları çerçevesinde 22 Andrew’den bir Charlie Parker yaratmaya çalışır. Bu noktada ikilinin arasındaki ve kendi içlerindeki psikolojik savaş başlar. Fletcher, Andrew’in iyi bir müzisyen olabilmesi için üzerinde ciddi bir iktidar kurar. Andrew ise hayallerindeki efsane olabilmek için tüm bu iktidar mücadelesine, acımasız eğitime katlanır. Fakat bu noktada evrensel dilden yani müziğin saf felsefesinden uzaklaşan bir öğretmen ve onun yolunda ilerleyen bir öğrenci vardır. Fletcher bir Charlie Parker yaratmak isterken, Charlie Parker’ın müzik felsefesinden çok uzak bir eğitim anlayışı belirler. Parker “Müzik, sizin kişisel deneyiminiz, düşünceleriniz ve aklınızdır. Ne yaşıyorsanız çaldığınızdan o duyulur. Müzikte sınırlar çizilmeye çalışılıyor. Sanatta sınır olur mu ?” sözleriyle sanat ve müzik ile ilgili düşüncelerini sunmuştur. Whiplash’de Fletcher’ın kendi egoları çerçevesinde