KONGRE BİLDİRİLERİ
906
Cumhuriyet Dönemi Arşiv Çalışmaları
20. yüz yılın ilk yıllarında üst üste gelen savaşlar, Ermeni ayaklanmaları ve yüz binlerce müslüman
ahalinin, Ermeniler tarafından katledilerek (belgelerle sabit olduğu şekliyle) birçok yerde soykırıma
uğratılmaları24, ve Osmanlı coğrafyasının hemen hemen her noktasında ortaya çıkartılan kargaşalar ve
savaşlar sebebiyle, arşiv belgeleri, düzenli olarak toplanamamıştır.
Cumhuriyet’in 1923’te ilan edilmesinden sonra Sadaret’ten devralınan devlet arşivi, bir merkezi
hükümet hizmeti olarak bugüne kadar, Başbakanlık tarafından yürütülmüştür.25 Bu döneme ait arşiv
malzemesiyle, zamanla arşiv malzemesi haline gelecek arşivlik malzemenin Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü bünyesinde kontrol altına alınmasına başlangıç olmak üzere Cumhuriyet Arşivi Daire
Başkanlığı, maalesef, 1976 yılında kurulabilmiştir.26 Bu gecikmenin en önemli sebebi yeterli bir arşiv
bilincinin oluşmaması olarak gösterilebilir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, büyük ihmallere uğrayan Osmanlı Arşivi’ne ait bir kısım belgelerin,
İsmet İnönü’nün Başbakanlığı döneminde, “Bulgaristan’a hurda kâğıt olarak satılması”27 izah
edilemez ve telafisi olmayan bir hata olarak kayıtlara girmiştir. Bulgaristan bu belgelerin tamamını
muhafaza etmiş ve kendine bir arşiv oluşturmuştur. Bu büyük hata neticesi, Bulgaristan’ın, zaman
zaman dillendirdiği ve iddia ettiği şekliyle Türkiye Cumhuriyeti’ne ve İstanbul’a meydan okuyarak,
Bulgaristan’ı Osmanlı araştırmaları’nın merkezi yapma çabaları, art niyetli bazı Avrupa ülkeleri
tarafından desteklense de bir netice vermemiştir. Fakat acı olana gerçek şudur ki, Bulgaristan, elinde
olana belgelerin fotokopilerini bile, ücretiyle vermekte nazlanmakta ve belge alış verişinde birebir
mütekabiliyet esasını gözetmektedir.
Cumhuriyet Arşivi daire Başkanlığı’nın 1976 yılında kurulması ve daha sonra 3056 sayılı kanun
çerçevesinde, milli arşivlerimizin korunması ve değerlendirilmesi hizmetlerinin, Başbakanlığının
uhdesine verilmesiyle, gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet dönemi arşiv malzemesinin toplanması,
bir sistematiğe kavuşmuştur. Bu malzemeleri koruyan ve deruhte eden Osmanlı Arşivi daire Başkanlığı
ile Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı kurumsal olarak Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü çatısı
altında toplanmıştır.28 Bu tasarruf, geç kalınmış bir Arşiv Kanunu ihtiyacını çözememiştir. Aceleye
getirilerek ve sadece günün ihtiyaçlarını çözmek için çıkartılmış bir kanun maddesi olarak işlevini
yerine getirebilmiş ancak, gerçek ihtiyacı karşılamanın çok gerisinde kalmıştır. Bu nedenle, çıkması
çok gecikmiş olan arşiv kanunu, milli tarih ve mevcut idari teşkilatın yapısını aksettirmelidir. Çünkü
arşivler, bir yandan milli geçmişin, diğer yandan mevcut idari teşkilatın bir yansımasıdır.29 Arşiv
kanunu, şimdiye kadar gereken önemle ele alınmamış en önemli mesleki ve teknik konulardan biridir. Bu
olumsuz durum, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi arşiv belgelerinin toplanmasında, düzenlenmesinde,
saklanmasında, ilim aleminin ve kamu hizmetinin yararına sunulmasında problemler yaşanmasına
sebep olmuştur.30
Yeni çıkacak arşiv kanununda, teknolojinin hayatımıza kattığı bir çok alan ve materyaller ile
ilgili maddelere yer verilmelidir. Geçmişin kaydedilmesinde, fotoğrafların, ses ve video kayıtlarının
ve filimlerin önemi tartışılmaz bir o