KONGRE BİLDİRİLERİ
regarding political, administrative, economic and socio-culturel construction of Ottoman; “İlm ü Haber
Notebooks”, attract attention by having rich content, appear as an important source. The notebooks are
in the nature of setting light to mechanism of the Ministry of “Defterhâne-i Hakânî” as private; many
different issues related to Ottoman Empire history as common. In our views, one of these issues is
owning property of foreign people that is also very popular nowadays.
KUYUD-I KADİME ARŞİVİNDE TASNİFİ YAPILAN YENİ BİR DEFTER TÜRÜ:
DEFTER-İ HÂKANÎ NEZARETİ İLM Ü HABER DEFTERLERİ VE BU DEFTERLERDE
YABANCILARIN OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MÜLK EDİNMELERİNE BAKIŞ
Giriş
Dünyanın ilk uygarlıkları olarak bilinen Mezopotamya, Hitit, Mısır ve Roma medeniyetlerinde
arşivlerin olduğu bilinmektedir. Fakat esas olarak arşivcilik faaliyetleri, XVI. yüzyılda sistemli bir
şekilde artmaya başlamıştır. Bu dönemde özellikle feodal yönetim anlayışının arşivleri, bir hak
doğuran veya bunu ispat eden bir kazâî senet (titre) olarak görmesinin söz konusu gelişmedeki
payı yadsınamaz.1 Zira Ortaçağ Avrupa’sında meydana gelen savaşlar; birçok vesika ve belgenin
kaybolmasına yol açmakla birlikte, kilise ve manastırlarda da şahsi çıkar amaçlı bazı sahte belge ile
vesikanın yazılmasına neden olmuştur. Bu durum gerçek ile sahte belge ayrımını sağlayacak nüansları
kaçınılmaz kılmıştır. Tesirini her geçen gün artan benzeri olayların ortaya çıkardığı zorunluluk,
esasında “pratik bir ihtiyaç” olarak ifade edilen diplomatik ilmi’nin2 de doğmasını sağlamıştır.3
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan hemen sonra diplomatik ilminden yararlandığı ve hatta
geliştirdiği söylenebilir. Zira merkezi denetim esasına göre idare edilen İmparatorlukta, diplomatik
ilminin gelişimi, belli bir köklü geleneğin ürünüdür. Nitekim İlhanlı, Fars, Arap ve Bizans’ın yanında
Latin diplomatikasından etkilenerek belli bir bütünlük kazandığı bilinen bir gerçektir.4
XVII. yüzyıl ortalarından itibaren Osmanlı diplomatikasında belli konuları içeren özel defterler
hazırlanmaya başlanmıştır.5 Bilindiği üzere Tanzimat ile birlikte kurulan yeni müessese veya bakanlıklar,
Bâb-ı Âlî’de olduğu gibi kendi özel arşivlerini oluşturmuşlardır. İmparatorluğun kuruluşundan itibaren
önem arz eden toprak-arazi ile ilgili yazışmaların yer aldığı Kuyûd-ı Hakâni Arşivi, bu noktada farklı
bir öneme sahiptir. Zira, İmparatorlukta başta askeri, siyasi, mali ve sosyo-kültürel birçok müessesenin
temeli bilindiği üzere arazinin işletilmesi esasına dayanmaktaydı. Bu nedenle Kuyud-ı Hâkanî, birçok
farklı kalem ve konuda yazışmaların yer bulduğu bir arşiv haline gelmiştir. Nitekim 1871 tarihinde
Defter-i Hâkanî Nezareti adını almış olan kurumun belge yoğunluğunu, karşılaşmış olduğu mahzen
sıkıntısından da anlamak mümkündür. Kurumun, yoğun muamelatı nedeniyle arşiv mahzeni tedarikinde
sıkıntı yaşandığını Abdurrahman Şeref Bey’in kaleminden dökülen dizelerden de anlayabilmekteyiz.
Defter-i Hâkanî Nezareti’nin iki mahzeninin bulunduğunu işaret eden Abdurrahman Şeref Bey’in
tasvirleri bizlere bu mahzenler arasındaki ehemmiyeti anlayabilme fırsatı da sunmaktadır.6 Ayrıca
1 İsmet Binark, Arşiv ve Arşivcilik Bilgileri, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Dairesi Başkanlığı Yayınlar,. Ankara 1980, s.22, 23.
2 Diplomatik ilminin doğuşu XI yüzyılda dini nüfuz sahibi papalık ile siyasi nüfuz sahibi krallar arasındaki çekişmelerin neden olduğu bazı
belgelerin tahribine varan kimi uğraşların neticesinde zorunluluk olarak doğmuştur… Bilgin Aydın-İshak Keskin, “Osmanlı Bürokrasisinde
Evrak Sahteciliği, Diplomatik ve Diplomatika Eğitimi”, İsam, Osmanlı Araştırmaları, (Edt. İnalcık, Erünsal vd.), S XXXI, İstanbul 2008, s.
212,213.
3 Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), Kubbealtı Akademisi Kültür ve San’at Vakfı Yayınları, İstanbul 1994, s. 4. ;
Nejdet Gök, “Osmanlı Beratları Kapsamında Diplomatika İlmi veya “İlm-i İnşâ”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S 20,
Konya 2008, s.733.
4 Nejdet Gök, agm. s. 731, 739. ; Kurulmuş olduğu topraklarda dünya tarihinde rastlanılan en eski antlaşma olarak bilinen Kadeş Antlaşması
(M. Ö. 1270) başta olmak üzere, Roma, Bizans, Uygur ve Çin diplomatik kaidelerine dair oldukça zengin bir izin şekillendirdiği Osmanlı
diplomatik ilmi bu nedenle zengin bir yazı, belge, dil, şekil çeşitliliğine sahiptir. M. Kütükoğlu Osmanlı Belgelerinin…, s.5.
5 Suraıya Faroqhı, Osmanlı Tarihi Nasıl İncelenir? Kaynaklara Giriş, (Çev. Z. Altok), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999, s.51.
6 “iki kat demir kapısı bulunan muntazam bir şekilde düzenlenmiş manevi kıymeti nedeniyle giriş-çıkışların belli bir ritüel dahilinde
gerçekleştiği atik defterlerin yer aldığı kuyud-ı Hâkanî mahzeni diğerinin ise ferağ ve intikal işlemlerinin yer aldığı mahsenin ise hayli dağınık
ve rutubetli olduğundan bahseder….”, Belgelerle Arşivcilik Tarihimiz (Osmanlı Dönemi), C I, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
Yayınları, Ankara 2000, s.33,34
78
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
onun, çok önemli bir manevi havaya sahip, giriş-çıkış ve çalışma esaslarının belli bir nizâm dâhilinde
yapıldığını vurguladığı mahzen de bulunan önemli defter türlerinden biri de ilm ü haber defterleridir.
Makalede, Kuyûd-ı Kadime Arşivinde tasnifi yapılan yeni bir defter türü olarak gördüğümüz ilm
ü haber defterleri muhteva ve şekil olarak incelenecektir. Ağırlıklı olarak defterlerin şekil olarak
incelenmesin