KONGRE BİLDİRİLERİ
GİRİŞ:
Arşivler milletin hafızası, vatanın ve devletin tapu belgeleridir. Bir devletin, bulunduğu toprak
parçası üzerindeki meşruiyetinin birinci basamağı ve o topraklar üzerindeki evveliyatına dair
belgeleridir.
Devletlere ve milletlere hükmi şahsiyet kazandıran iki vazgeçilmez önemli unsur vardır. Bunlardan
birincisi insan unsuru, ikincisi ise toprak unsurudur. Toprak olmadan hiçbir nüfus ve demografik yapı
devlet ve millet olma vasfı kazanamaz. İnsan unsuru olmadan da hiçbir toprak unsuru, isterse uçsuz
bucaksız büyüklükte olsun devlet olamaz. Onu vatan yapan, yurt yapan, devlet yapan unsur insan
unsurudur. İşte bu ayrılmaz ikilinin günümüz ve geçmişle alakalı sözlü, yazılı ve yapısal her türlü bilgi
ve materyalleri arşivin ilgisi ve alanı içerisine girmektedir.
Dünyanın en zengin ve en önemli arşivlerinden biri olan Osmanlı Arşivi, Türk Dünyasından
ve Osmanlı coğrafyasından koparak bağımsız olmuş 30’un üzerindeki Müslüman ve gayr-i Müslim
devletlerin birinci derecedeki en önemli kaynağı durumundadır.
Arşivler devletlerin tapusu, milletlerin soy belgesidir. İnsanlar, nüfus kâğıtları ile ferdiyetlerini
ispat ederken milletler de arşiv belgeleri ile ırklarını, soylarını ve neseplerini ortaya koyarlar. Arşiv
belgeleri yaşanılan toprakların, oluşan müesseselerin bilimsel olan belgeleridir. Bu sebeple arşivler,
kalkınmanın her alanda itici gücü ve bilimsel desteğidir.
Arşivciler en basit anlam ile arşivi, “bir devletin, bir şehrin veya bir şahsın geçmişine ait belgeler
topluluğudur” diye tarif ederler. Arşivler aynı zamanda bu belgelerin saklandığı yer manasına da
gelir. Ancak belgeler kavramını depolar kavramından ayırmak için belgelere “arşiv malzemesi” adı
verilmiştir.1 Bir başka tarifte de arşiv “bir memleketin tapu senedi”, “bir milletin nüfus kâğıdı’’ ayrıca,
“milli kültürün gelecek nesillere intikalinin mühim bir vasıtası” şeklinde tarif edilmiştir. Bir ülkede
arşivin olmayışı, orada daha önce ve halen devletin olmayışı mantığı taşır. Çünkü arşivler, devletlerin
ve milletlerin hafızası ve tarihin temel kaynağıdır. Bu sebeple arşiv malzemesi, vatandaş haklarını,
devlet haklarını ve milletlerarası hakları korumaya ve ispata yarayan hukuki nitelikli dokümanlardır.2
Osmanlı Arşivi, sadece ülkemiz için değil, Ortadoğu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Kafkasya
bölgeleri için de vazgeçilmez önemi haiz olup, hem milli hem de uluslararası açıdan önem taşımaktadır.
Muhafaza edilen belgeler, çok geniş bir coğrafyanın tarihinin aydınlatılmasında ve geçmişin günümüze
yansıyan siyasi sorunlarının çözümlenmesinde veya daha iyi anlaşılmasında önemli bir yere sahiptir.
Bu sebeple, günümüzde, konu ile ilgili ülkelerin bilim çevreleri, kendi milli arşivlerini oluşturmak ve
sosyal bilimler açısından var oluşlarıyla ilgili meseleleri incelemek, tespit etmek ve değerlendirme
yapmak için Osmanlı Arşivi’ne gelmekte ve araştırma yapma gereğini duymaktadırlar.3 Yüzlerce yıl,
içinde bir imparatorluğun yaşadığı iç ve dış ilişkiler süreci sonucunda meydana gelen belge yığınlarının
belli bir disiplin içinde muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere aktarılması, hem bilimsel anlamda
hem de geçmişten geleceğe kurulan bağın devamlılığı noktasında önemli bir konu olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu bakımdan arşiv malzemesi kendi taşıdığı değer haricinde bir de muhafazası açısından
başlı başına ayrı bir önem arz etmektedir.4
Osmanlı Devleti’nden intikal eden bu büyük kültür mirası sadece Anadolu’nun değil Ortadoğu,
Yakın Asya, Balkanlar ve birçok Afrika ülkesinin de en önemli kültür mirası, dolayısıyla büyük bir
tarihi geç