B İ L D İ R İ L E R | Page 838
KONGRE BİLDİRİLERİ
tebyîn-i kuyûd edib;
Menzil-i mahdûd-i mezkûru şevâgıl-i muhille-i vakfiyeden hâliye ve vâil-i mevâni’ kabz u
tesellümden ariye olduğu halde mütevelli-i merkūm Mehmed Sâdık Efendi’ye def’ ve teslîm eyledim
ol dahi vech-i meşrûh üzere ba’de’l-kabzi ve’t-tesellüm evkāf-ı sâire mütevellîleri gibi tasarruf eyledi
dediklerinde mütevellî-i merkūm dahi vâkıf-ı mûmâ-ileyhe cemi takrîr-i dil-pezîrlerinde vechen tasdîk
ve şifâhen tahkīk ettikten sonra vâkıf-ı menzil-i mezbûra efâdallâhu aleyhi birrehu’l-mevfûr hazretleri
vakf-ı akar husûsunda vâkī eimme-i müctehîdini ârif olduklarına binâen kelâm-ı sıdk ittisamlarını
semt-i âhara sarf ile vakıftan rücû’ ve bast-ı mukaddemâtı husûmâta şürû’ birle mütevellî-i merkūm
muvâcehesinde vakf-ı akar İmâm-ı A’zâm ve hümâm-ı ekmel ve efhâm EbûHanîfe Nu’mân bin Sâbit
daafallahu ecrahu ed’afe adedin yahvihi’s-sevâbit kavli şerîfi üzerine eğerçi sahîh lâkin gayr-ı lâzım
olmağla vakıfdan rücû’ sahîh ve meşrû’ olduğuna binâen menzil-i mezkûr-i mahdûdu yine mülküme
istirdâd ederim deyu takrîr-i da’va ve tasvîr-i müddea ettikde mütevellî-i pâkize fitnat dahi cevâb-ı
bâ-savâba mütesaddi’ olub, eğerçi hâl İmâm-ı A’zâm hazretleri katında bast olunan minvâl üzerinedir
lâkin vakf-ı akar içün İmam-ı sânî Ebû Yusûf-i Hemedânî hazretleri vâkıf mutlaka vakaftü demekle ve
İmâm-ı sâlis-i hâkānî Muhammed Şeybânî hazretleri teslîm-i ile’l-mütevellî etmekle vakıf sahîh olub
sıhhat dahi lüzûmu müstelzim olduğu “el-vakfu izâ sıhha lezime” bürhânıyla müberhen ve mukarrerdir
deyu redd ve teslîmden ba’de’l-imtinâ meclis-i ma’kud-i mezkûda her biri terâfua râğibân ve fasl u
hasm-ı rişte-i nizâa tâlibân olduklarında hakîm-i muvâkki-i sadr-ı kitâb tûbâ lehû ve hüsn-i meâb
hazretleri dahi ba’de’t-teemmüli ve’n-nazar vakf-ı mezbûr hayrât-ı vakfiyeden olmakla mennâun li’lhayr olmakdan hazer edüb kavâid-i tashîhi râî ve şurût-i hükm-i sarîh-i mürâî olduğu halde alâ kavl-i
men yerahu vâkıf-ı mûmâ-ileyh bâhiru’l-intibâh muvâcehesinde menzil-i mahdûd-i mezkûr vakfının
evvelen sihhatine sâniyen lüzûmuna hükm-i sahîh-i şer’i ve kazâ-yı sarîh-i mer’î edüb min ba’d vâkf-ı
mezbûr sahîh ve lâzım ve hatm-i kazâ-yı sarîh ile mütehattim olmağın nakz ve tahvîli muhal oldu.
“fe men beddelehu ba’de mâ semiahu feinnemâ ismuhu alellezîne yübeddilûnenehû innallâhe
semîun alîm”.
Cerâ zâlike ve hurrira fî gurre-i Şevvâli’l-Mükerrem li-sene hamse ve seb’în ve mie ve elf. 1175
BEYKOZ’DA HÂFIZ MEHMED EFENDİ TEKKESİNİN VAKFININ İCÂRE
DEFTERİDİR
es-Seyyid eş-Şeyh Ahmed Necmeddîn, el-Mütevellî-i Vakf Bi-Tarîk-ı Halvetî
1- SAHİFE-İ DEFTER-İ VAKF-29
Âişe binti Abdullah nâm Hâtun vakfından olub, dergâh-ı şerîf musakkafatına zam ve ilhaktır.
İcâre-i hâne, der-uhde-i Vezir oğlu Mehmed Ağa bin Halil, der mahalle-i Cami, an vakf-ı Hânkāh-ı
Hâfız Mehmed Efendi, der kasaba-i Beykoz, an mahalle-i Karacaburun. ahz olunan sene-i kâmile
sene- 1247-1250-1259-1261-1266-1267 resid
akçe 360
İşbu vakf-ı şerîfin 370 guruş icâre-i muaccelesi ve beher yevm bir akçe icâre-i müeccelesi defter-i
vakf-ı şerîfte mukayyeddir.
Vakfiye tarihi 5 C.âhir 1206
Beykoz’da Karacaburun’da nâm vâki dergâh-ı şerîfin tamîr ve termîm ve fukarâsının taâmiyesinde
mevkūf olub, müeccelesi taâmiyesine, muaccelesi tamîr ve termîmine sarf olunmak üzere akara tebdîli
meşrut nukûdun bi’l-fiil mütevellîsi Kutbü’l-Ârifîn Şeyh Hâfız Mehmed Efendi hazretlerinin, kasaba-i
mezbûrede sâkin Âişe Hâtun binti Abdullah nâm kimesnenin, yedinde mülk ve hakkı olan hâneyi
mütevellî-i müşârün-ileyh dergâh-ı şerîfe akar olmak içün nukûd-ı mevkûfe-i mezkûreden beş yüz
guruş bi’l-iştirâ dergâh-ı mezkûrun musakkaf