KONGRE BİLDİRİLERİ
GİRİŞ
Kilis Sancağı Güney Doğu Anadolu’dan Kuzey Suriye bölgesine geçiş alanında bulunmaktaydı.
Bu bölge aynı zamanda konar-göçerlerin yaylak-kışlak yaşam tarzının merkezinde yer almıştır.
Tahrir defterleri pek çok açıdan mali, ekonomik, nüfus, sosyal yapı v.s. gibi konularda bizlere
emsalsiz bilgiler sunar. Özellikle sosyal olayların karşılaştırılmasında vazgeçilmez hususlardan olan,
nüfus ve ekonomi verilerinin birlikte ve zaman periyodu içerisinde ele alınabiliyor olması, tahrirleri
gizemli ve oldukça gerçek verilerin merkezine yerleştirmiştir.
Vakıflar ise Osmanlı toplumunda sosyal yardımlaşma ve dayanışma açısından en dikkat çeken
kurumlarının başında gelmektedir. Toplumun bu en hayati kurumu, yukarıda geçiş alanı olarak
tanımladığımız bir coğrafyada Osmanlı açısından ne şekilde uygulandığı bu makalenin temel
konusudur. Bu konu etrafında yaklaşık bir asır içerisinde bir Osmanlı sancağının sosyal ve ekonomik
açıdan gelişimi de ele alınmıştır.
A-Vakıflar ve Vakıf Eserleri
Osmanlı döneminde şehir hayatı vakıfların oluşturduğu sosyal yardım kuruluşlarından
oluşmaktaydı.2 Bu kurumların başında cami, mescit, medrese, zaviye gibi yapılar gelmektedir. İslâm
hukukuna göre; kadın, erkek, Müslüman ve gayrimüslim kim olursa olsun insanların istifadesine
olacak şekilde vakıf kurabilirdi.3
Bir müessesenin vakıf haline getirilmesi vakfiye’nin kadı huzurunda düzenlenmesiyle kesinlik
kazanır ve böylelikle başlardı. Mülkün tesliminde sonra kurucunun o mülk üzerindeki mülkiyet hakkı
sona ermiş olurdu. Artık genel anlamda insanlığa ait olmakla birlikte özel olarak da kurucusunun
adını koyduğu amaçlara ait anlamına gelmektedir. Vakfiyede vakfa tahsis edilen gelirin hangi amaçla,
ne gibi şartlarla ve ne şekilde kullanılacağı belirtilirdi. Vakfiyenin şartlarına uyulup uyulmadığını ve
vakfa ait tüm tesislerin denetimini mütevelli yapardı. Mütevelli vakıf senedinin şartlarına göre gelirleri
tahsis eder ve genel olarak yönetimden sorumlu kişidir. İlk mütevelli genellikle vakfı kuran kişiydi. Bu
durumda olan mütevelliler ölüm döşeğinde yerine başka bir kişiyi mütevelli olarak atayabilmekte veya
mütevellilik görevinin kendi ailesi elinde kalmasını şart koşmak suretiyle daha sonraki atamalarda söz
sahibi olabilmekteydi. 4 Vakıf gelirlerini toplama işi ise câbi ye ait idi. Geli ɤ