KONGRE BİLDİRİLERİ
talep ettiği bildirilmektedir. Medine-i Münevvere Muhafızlığı’nın Mekke Emirliği vasıtasıyla Dahiliye
Nezareti’ne intikal eden bir telgrafnamesinde, defter-i hâkâni memuriyetinin ihdasından Belde-i
Mübareke’ce fayda hasıl olamayıp, ileride bu sebeple bir uygunsuzluk doğması ihtimaline karşılık
tapu işlemlerinin, önceden olduğu gibi şer’i mahkeme huzurunda yapılması istenir169.
Mekke Emirliği de mahallî tepkileri dikkate alarak yeni tapu idaresinin kaldırılması taraftarıdır.
Bâbıâli meseleyi yalnız yeni tapu nizamına karşı direnmek olarak görmez. Zira, bir taraftan Hicaz
demiryolunun tamamlanması ve çevresindeki arazinin değer kazanması sebebiyle tapu hasılatının
önemli nispette artması; diğer taraftan, gayrimüslim Osmanlı tebeası ve ecnebilerin Hicaz bölgesinde
tapulu arazi tasarrufuna dair girişimleri devleti rahatsız etmektedir. Fakat bölge, hilafet makamının
manevî gücü bakımından hassas olup; Bâbıâli bu meseleyi Şûrâ-yı Devlet’e havale eder. Mülkiye
Dairesi’nin 18 Ocak 1912 tarihli mazbatasında170, Medine’de yeni tapu usulünün uygulanamamasından
dolayı buradaki emval-i gayrımenkule işlemlerinin incelenmeksizin şer’i mahkemelerde ve iki kişinin
şahitliğiyle yapıldığı beyan edilerek; daha önce, Hazine’nin menfaati gereği onay işleminin oralarda
da temininin Medine-i Münevvere Muhafızlığı ve Kumandanlığı tarafından istendiği, bunun üzerine
Belde-i Tahire’de bir defter-i hâkâni idaresi kurulduğunun anlaşıldığı kayıtlıdır. Aynı mazbatada,
bölgedeki defter-i hâkâni memurunun ifadesine dayanarak, vaktiyle evkaf ve menâfi-i âdiye’ye
metruk mahallere elkoyan kimselerin bulunduğunun anlaşıldığı, tapu nizamı gereği, bunların tasarruf
işlemlerinin bir dereceye kadar incelemeye tâbi tutulacağı bildirilir. Aslında, bölgedeki defter-i
hâkâni memurları, Medine-i Münevvere’de tapu idaresi kurulmasına, vergi ve asker alımına ve diğer
tekâlifin tahsiline daha önce de engel olunduğunu merkeze bildirmiştir. Buna göre, ahaliden bazıları
yeni tapu usulünün kabul edilmemesi için muhtelif mahzar ve mazbatalar düzenleyerek idareyi baskı
altında tutmak istiyor; Mekke Muhafızlığı’nın tereddüdü de buradan ileri geliyordu. Şûrâ-yı Devlet
Mülkiye Dairesi Bâbıâli’ye görüş bildirirken, Hicaz Hattı’nın tamamlanması sebebiyle burada arazi
değerinin arttığı ve yeni nizamın tesisisnde tereddüt edilecek bir husus görülemediğini; bir ecnebi
konsolosluğunun himayesinde, orada emvâl-i gayrımenkule sahibi olmak isteyenlerin vilayetten
ihraç edilmesini; Osmanlı sıfa