KONGRE BİLDİRİLERİ
Sokollu Mehmed Paşa ve Balı Bey evkāfının mahallerinin eskiden olduğu gibi evkāf tarafından
zabtına müsaade-i hümâyûn buyurulur ise, bunların dışında tahrir-i atikde yer alan evkāfdan
herhangi birisinin eskiden olduğu gibi bırakılması konusunda arz ve arzuhal olursa kesinlikle itibar
edilmeyecektir.
Nihayet Sultan, Belgrad anveten fethedildiğinden defter-i atikte Sokollu Mehmed Paşa ve Balı
Bey evkāfı olarak kayıtlı köy ve arazilerin canib-i miriye ait olduğu ve havâss-ı hümâyûna ilhak
edilmesi yönünde karar bildirmiştir. Buna karşılık, bu vâkıfların evlat ve mütevellileri tarafından
tamir edilen hayır eserlerinde çalışanların ücretleri ve günlük masraflar Belgrad hazinesi tarafından
karşılanacaktır.
Sultan I. Mahmud’un Sokollu Mehmed Paşa ve Balı Bey evkāfı hakkındaki bu kararı ve ayrıca
sancakta toplamda 700 adet zeâmet ve timârın tertip ve tasvip olunarak icmallerinin bağlanması ve
telhiste belirtilen şartlar üzere hak sahiplerine dağıtılması konusundaki müsaadesi telhis üzerindeki
hatt-ı hümâyûnunda kayıtlıdır. Telhis üzerinde bir de, bu hatt-ı hümâyûnda emredilenlerin yerine
getirilmesi ve hilafında iş yapılmaması konusunda, hatt-ı hümâyûnun altında ve arzın üst kısmında
sadrazamın 22 R 1154 (7 Temmuz 1741) tarihli buyuruldusu yer almaktadır. Defter eminine hitaben
yazılmış olan buyurulduda hatt-ı hümâyûn, ferman-ı münife ve telhisin Defterhânede muhafaza
edilmesi, bir suretinin de Baş Muhasebeye verilmesi emredilmektedir.
2.5. Tahrir-i Atik Defterlerinin Geçerliliği:
Telhiste belirtildiği üzere, bundan sonra tahrîr-i atîk defterleri “düstûrü’l-amel” olmayacak,
kayıtlarına itibar edilmeyecek ve tamamen geçersiz sayılacaktır. Defterler hazîne-i âmireye
konulacaktır. Defterhâne-i âmireye, tahrir-i atik defterlerinden hâs, zeâmet, timâr ve evkāfa dair derkenar için arz ve arzuhal gelirse, tahrir-i atik defterlerinin kayıtlarının imha ve iptal olunduğu arz ve
arzuhallerin arkasına işaret edilecek ve böylece tahrir-i atik defterlerinden bir harf dahi der-kenar
olunmayacaktır. Bu şartlar ve nizam üzere tahrir-i cedid defterleri “düstûrü’l-amel” tutulmak üzere
Defterhâne-i âmireye konulacak ve kayd edilecektir.
3- H.1154/ M.1741 Tarihli Semendire Sancağı Tahrir Defterleri
Telhiste “düstûrü’l- amel tutulmak üzere Defterhâne-i âmireye vaz” edildiği belirtilen H. 1154
/ M. 1741 tarihli “tahrîr-i cedîd defterleri” daha önce de belirtildiği üzere Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadîme Arşivi’nde bulunmaktadırlar. Arşivde 17 ve 18 referans numaraları ile
muhafaza edilen defterler mufassal; 267 referans numaralı defter ise icmâldir.
18 numaralı defter tahririn ilk kısmı/I.cildidir. Defter 192 varaktan - sonradan yapılan
numaralandırmaya göre ise 400 sayfadan- oluşmaktadır. Defterin ilk 3 sayfasında, sonunda 22
Cemaziyelevvel 1154 (5 Ağustos 1741) tarihinin kayıtlı bulunduğu bir mukaddime yer almaktadır.
Mukaddimede 1737-1739 Avusturya-Osmanlı savaşının sebebi ve sonucu üzerinde durulmakta;
Osmanlılar tarafından yeniden fethedilen Belgrad kalesi ve Semendire sancağının diğer kale, şehir,
köy ve arazisinin tahriri hakkında bilgi verilmektedir. Burada, telhiste de yazdığı gibi, tahrir işine
Defterhâne-i âmirenin gedikli kâtiplerinden Sıdkı Abdurrahman ve Ali Âlî Efendilerin muharrir
tayin edildiği belirtilmektedir. Tahrir işi bitince muharrirlerin defterleri Der-sa‛âdete getirişleri,
zamanın sadrazamı Hacı Ahmed Paşa tarafından bu defterlerin sultan I. Mahmud’a arz olunuşu
kısaca anlatılmakta ve sadrazamın telhis üzerindeki buyruldusunda yazanlar burada aynen tekrar
edilmektedir. Mukaddimeden sonraki 13 sayfada nahiyelere göre, nefs ve karye gibi yerleşimlerin
isimlerinin ve hasıl miktarlarının kayıtlı olduğu fihrist yer almaktadır. Fihristin bitiminde, defterin
686
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
17. sayfasında Sultan I. Mahmud’un tuğrası bulunmaktadır. Bu defterde, Belgrad, Havale, Jeleznik,
Beran, Golupare, Lomnice, Lefçe, Lepanice, Valyeva, Morova-i Rudnik nahiyeleri kayıtlıdır.
17 numaralı defter tahririn sonraki kısmı/II.cildi niteliğindedir. Varak sayısı 120’dir, defter
üzerindeki Latin rakamlara göre ise 248 sayfadır. Defter fihrist ile başlar. Fihristi diğer defterde olduğu
gibi yine Sultan I. Mahmud’un tuğrası izlemektedir. Bu defterde, Resava, Pojerefçe nam-ı diğer
Luçice, Omol, Poreçe, Milava, İzvizd, Güğercinlik (Golubac), Hram nam-ı diğer İpek nahiyelerinin
tahrir kayıtları yer almaktadır.
267 numaradaki icmâl defteri, 81 varaktır. Sultan I. Mahmud’un yukarıda bahsi geçen hatt-ı
hümâyûnu ile başlamaktadır. Daha sonra ferman sureti yer almaktadır. Mufassal defterlerde görüldüğü
üzere bu defterde de sultanın tuğrası ve defterin içeriğini gösterir bir fihrist yer almaktadır. Defter,
mufassal defterde tespit edilen sancak gelirlerinin hâs, zeâmet ve timâr şeklinde dağılımını içermektedir.
Defterlerin düzen ve içerikleri klasik dönemde tutulmuş olan defterlerden farklı değildir.
Sancak, nahiyeler ve bu nahiyelerde yer alan nefs-merkez yerleşimler ve karyeler esas olmak üzere
kaydedilmiştir. Mufassal defterlerin her iki cildinde de her bir meskûn yerleşim biriminde vergi
yükümlüleri baba adları ile yazılmıştır. Bunların devlet adına dirlik sahibine ödemeleri gereken
vergiler tespit edilmiştir. İcmâl defterde ise öncelikle dirlik sahibinin adı, daha sonra bu dirlik sahibinin
tasarrufunda bulunan yerleşimler ve buralardan alacakları gelir miktarları kaydedilmektedir.
Sonuç:
Semendire sancağı 1741 yılında tahrir edilmiştir. Tahririn sebebi, 1717 yılında Avusturya’ya
kaybedilen sancak topraklarının 1739 yılında yeniden fethidir. Yeniden fethedilen sancakta yeniden
idare kurma ve timâr sistemini yerleştirmenin gereği olarak, 16.yüzyıl sonlarına kadar uygulana geldiği
üzere, tahrir yapılmış; sancağın gelir kaynakları tespit edilmiş ve dirlik dağılımı gerçekleştirilmiştir.
Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadîme Arşivi’nde yukarıda konu
edildiği üzere bu tahririn 3 defteri bulunmaktadır. Ayrıca, aynı Arşiv’de konusu yine bu tahrir olan
bir de telhis mevcuttur. Tek başlarına birer hazine değerinde olan bu belgeler öncelikle, 16.yüzyıl
sonlarından itibaren uygulanmadığı düşünülen tahrir sisteminin, gerekli durumlarda 18.yüzyılda
da uygulandığının ispatı olarak durmaktadırlar. Ayrı ayrı ele aldığımızda; telhis tahririn yapılması,
timâr sisteminin bölgede bu tarihten sonraki uygulaması, vakıfların durumu vs. hakkında eşsiz
bilgiler sunmaktadır. Tahrir defterleri ise, telhiste verilen bilgileri teyid etme yanında, özellikle
mufassal olanlar savaş sonrasında sancağın idarî, sosyal, ekonomik ve demografik yapısını gözler
önüne sermekte; icmal defter dirlik dağılımını ortaya koymaktadır. Mesela Semendire sancağının hâli
köylerinin meskûn köylerinden sayıca daha fazla olduğu, bölgenin yeniden iskân ve imâra muhtaç
bulunduğu bu defterlerdeki kayıtlardan açık olarak anlaşılmaktadır. Bosna’da olduğu gibi, savunma
açısından önemine binaen Semendire sancağında da ocaklık timârı uygulamasına geçildiği yine bu
belgeler vasıtasıyla öğrenilmektedir. Nihayet, bu çalışmada konu ettiğimiz belgeler sadece an itibariyle
Osmanlı ya da bölge tarihini anlamak için değil, daha sonraki gelişmelerin arka planını bilmek ve
olayları anlamlandırabilmek için de büyük önem taşımaktadırlar.
Arşiv Dairesi Başkanlığı
687