B İ L D İ R İ L E R | Página 640

KONGRE BİLDİRİLERİ büyüklüğü arazinin verimine göre değişen toprakları dağıtır ve kendisi de ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir parçayı, üzerinde ziraat yapmak amacıyla alırdı.17 Üretimde bulunan çiftçiler özel mülkiyete çok yaklaşan ve bu nedenle kendilerini rahatsız etmeyen bu üretimde sipahiye %15 vergi verirdi.18 Timar sahibi ise topladığı vergiler karşısında belirli sayıdaki cebelü adı verilen askerî kuvvetleri finanse etmek ve merkezin kendisine vereceği görevleri yerine getirmek zorundaydı. Bu yönde sipahi sadece devletin otoritesini temsil eden bir memur görevindeydi.19 Yukarıda bahsettiğimiz dirlik çeşitlerinin tasnifinde en önemli yeri gelir grupları oluşturmaktadır. Bunlar da kendi içerisinde has, zeamet ve timar olarak üçe ayrılırdı. Has en büyük gelir dilimini oluşturur ve alt limiti 100.000 akçeden başlardı. Haslar kendi arasında padişah hasları, vezirler ile diğer yüksek devlet memurlarına verilenler, hanedan mensubu hanımlara verilen “paşmaklıklar” yanında divan üyeleri ve subaşı dâhil diğer üst düzey askerî ve sivil erkân ile beylerbeyi hasları olarak çeşitli kısımlara ayrılırdı. Hasların zeamet ve timardan en önemli farkı bunlarda kılıç hakkının olmayışıdır. Zeamet 20.000 ile 100.000 akçe gelire sahip dirliklerdi. Bunları beylerbeyi ve sancak beylerinin oğulları yanında orta gelirli devlet yöneticileri ve görevinde üstün başarı gösteren timar sahibinin dirliğine terakki yapılarak bu seviyeye çıkarılanlar almışlardı. Ancak asıl zeamet “icmalli zeamet” olarak belirtilen ve kılıç hakkı olan 20.000 akçelik gelirin parçalanmadığı dirliklerdi.20 Doğrudan “zeamet” olarak belirtilenler timardan terakkilerle dönüştürülmüş zeametler olup bunların kılıç hakkı yeri geldiğinde parçalanabilirdi. Kadı sicillerinde yer alan kayıtlarda bu tür zeamet tevcihlerine rastlamaktayız.21 Uygulama içerisinde zeametin timara dönüştürüldüğünü de görmekteyiz. Bu ya ölen bir kişinin geride fazla sayıda çocuk bırakması üzerine gerçekleşir ya da zeametten verimsiz olan kısım düşülerek geriye kalan timara mukabele ettirilirdi.22 Bunların yanında sicillerde rastladığımız diğer dirlik çeşidi de timarlardır. Bunlar yıllık gelir olarak 19.999 akçeye kadar olanlardı. Timarların kılıç hakkı her eyaletin kanunnamesinde belirtilmişti. Kılıç asla bölünmezdi. Kılıcı olmayıp hisselerin birleştirilmesiyle oluşan timarlar tıpkı zeamet gibi icmalli olmayıp icmal defterlerinde kayıtlı değillerdi. Bu yüzden bunlara kılıç değil hisse adı verilirdi. Timarın başlangıçtan verilen kılıç hakkına ibtida denirdi. Bunun üzerine yapılan zamlar ise terakki olarak ifade edilirdi.23 Osmanlı Devleti’nde timar tevcihinde esas yetki merkezdeydi. Timar almak isteyen kişi, timarın bulunduğu yerin sancakbeyinden veya beylerbeyinden tavsiye niteliğinde bir mektup alırdı. Bu durumu merkeze bir arzuhal ile bildirir eğer kabul edilirse beylerbeyi tarafından kendisine bir tezkire verilirdi. Ancak bununla birlikte beylerbeyinin verebildiği timarlar da mevcuttu. Bunların gelirleri genellikle düşüktü. Bu yönde beylerbeyleri doğrudan doğruya kendi beratıyla Rumeli’nde 5.999, Anadolu’da 2.999 akçeyi aşmayan timarları atama yetkisine sahipti.24 Beylerbeyinin kendi verdiği kılıç timara “tezkiresiz”, beratı divandan alınmak üzere tezkire verdiği hisse timara da “tezkireli timar” denirdi. Beylerbeyi tezkiresiz timarları tevcih ettikten sonra merkeze bildirmek mecburiyetindeydi. Sipahi ise merkezden tevcih edilen tezkireli timarını altı ay içinde almak zorundaydı. Aksi takdirde bu hakkından mahrum kalırdı.25 Ayrıca timarlarla alakalı bir ihtilaf söz konusu olursa beylerbeylerine hitaben fermanlar çıkarılır ve bunlara tamamen uyulması istenirdi. Bir timarın başka bir timarla birleştirilmesi, 17 Reaya ve hassa çiftlikleri olarak ifade edilen bu çiftlikler için bkz. Halil İNALCIK, “Köy, Köylü ve İmparatorluk”, Osmanlı İmparatorluğuToplum ve Ekonomi, Eren Yay., İstanbul, 1993, s. 2-3. 18 Bu vergiler için bkz. TŞS, No: 1886, s. 76; İNALCIK, “Raiyyet Rüsûmu”, s. 575-610. 19 Ömer Lütfi BARKAN, “XV ve XVI. Asırlarda Osmanlı İmparatorluğunda Toprak İşçiliğinin Organizasyonu Şekilleri”, Türkiye’de Toprak Meselesi-Toplu Eserler I, Gözlem Yay., İstanbul, 1980, s. 575-577. 20 TŞS, No: 1905, s. 27. 21 Maçka’nın Haçavera Köyü’nde 20950 akçe (TŞS, No: 1906, s. 96), Kürtün’ün Aksalu Köyü’nde 25880 akçe (TŞS, No: 1886, s. 88), Rize’de 20535 akçe (TŞS, No: 1886, s. 83), yine Rize’nin Mağloz Köyü’nde 44360 akçe (TŞS, No: 1898, s. 169), Of’un Samri Köyü’nde 23999 akçe (TŞS, No: 1906, s. 87), Torul ‘un İstavri Köyü’nde 40140 akçe (TŞS, No: 1886, s. 42), Yomra’nın Uz Köyü’nde 31583 akçe (TŞS, No: 1901, s. 68) zeamet yer almaktaydı. 22 TŞS, No: 1906, s. 82; TŞS, No: 1890, s. 118, 119. 23 Timar sistemi hakkında geniş bilgi için bkz. Ömer Lütfi BARKAN, “Timar”, İslam Ansiklopedisi (İA), C. XII/I, Milli Eğitim Bakanlığı Yay., Eskişehir, 1997, s. 286-333. 24 Halil İNALCIK, Osma