KONGRE BİLDİRİLERİ
Buna karşın Kanuni’nin son dönemindeki, yani 1560 yılındaki durum için TK142 numaralı tahrir
defterindeki izleri de takip etmek mümkündür. Bu deftere göre Malatya kazasındaki köylerin sadece
%49.7’si Malikane-Divani Sistemi’ne dahildir. Bu oranın düşük olmasının nedeni, Kalender Çelebi
İsyanı’ndan sonraki 30 yılda Dulkadıroğulları’na ödünlerin geri verilmesinin sonucudur. Kanuni
Sultan Süleyman’ın uzun hakimiyeti süresince Malatya’nın durumuna göre dereceli olarak tımar
sistemine geçilmesi için sürekli çalışılmıştır diyebiliriz. Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun süre ayakta
kalabilmesi için, askeri güç kullanarak hakimiyet kurmak yerine, durumun gerektirdiği ödünlerle
hakimiyetini kontrol altına alınmasına çalışılmıştır, denebilir. Halkın sosyal aidiyet duygusunu büyük
askeri güçlerle değiştirmek zordur. Ama uzun süre içinde aşamalı olarak, ödün vererek oluşturulan
hakimiyet farklı iki halk arasındaki toplumsal aidiyet duygusunu birleştirilebilir. Gerçekten 46 yıl
süren Kanuni döneminde toprak sistemi açısından verilen ödünler sayesinde kurulan hakimiyet ile
Osmanlılar ve Dulkadıroğulları kademeli olarak birleşmişlerdir. Malatya ve Maraş’taki bu şekilde
oluşan Osmanlılaşma veya Osmanlılaştırma hareketleri ile Osmanlı İmparatorluğu meydana
gelmiştir. Bu yüzden Malatya ve civarı, diğer bçlgelerde olduğu gibi meydan savaşları ile kontrol alta
alınmamıştır. Yukarıda bahsettiğimiz bu sistem ile Osmanlı’ya katılmıştır. Bu acıdan Osmanlı tarihi
içinde çok önemli bir yer tuttuğu kanısındayım.
Bu genel değişimin yanında Malatya Kazası’nın vergi geliri de dikkat çekmektedir. BOA387
numaralı deftere göre Malatya Kazası’ndaki karyelerden 666,500 akçe, mezraalardan 271,324 akçe,
yani bütün köylerden toplam 934,824 akçe vergi geliri elde edildiği görülmektedir. TK142 numaralı
deftere göre Malatya Kazası’ndaki karyelerden 1,353,317 akçe, mezraalardan 435,994 akçe, yani bütün
köylerden toplam 1,789,311 akçe vergi elde edildiği görülmektedir. Orantı olarak, karyelerde %20
3.97, mezraalarda %160.69, yani bütün köylerde %191.41 gibi yüksek bir rakam ortaya çıkmaktadır
(bkz. ekteki tablolar). Bu yüksek rakam yüksek oranda ürün elde edilmesinin veya arazilerin başarıyla
işlenmesinin sonucu değildir. Kanuni dönemindeki 30-40 yıl içindeki bu hızlı ve yüksek oranlı artışın
sebebi buğday, arpa ve sair ana ürünlerdeki vergi oranlarının arttırılmasıdır. Malikane-Divani Sistemi
dene özel tımar sistemin içinde, Osmanlı İmparatorluğu kendi vergi geliri, yani hisse-i divani’yi, ayrı
tutmak koşuluyla, Malatya’daki eski hükümdar olan Dulkadıroğulları’ndan dolayı değil, Malatya’daki
köylülerin fedakârlıklarından kaynaklanmaktadır.
Az önce söylediğim gibi BOA387 ve TK142 numaralı defterler arasında Malatya Kazası’nda
vergi geliri çok artmıştır. Bundan başka, Osmanlı vergi geliri olan hisse-i divani ve eski hükümdar
olan Dulkadıroğulları’nın vergi geliri olan hisse-i malikane arasında çok büyük farklılık vardır. Eldeki
iki deftere göre hisse-i malikane için karyelerde 224,036 akçeden 323,934.5 akçeye, mezraalarda
101,847 akçeden 74,210 akçeye, yani bütün köylerin vergi geliri 325,883 akçeden 398,145.5 akçeye
çıkarılmıştır, yani sadece %122.17 oranında bir artış vardır. Buna karşın hisse-i divani için karyelerde
439,464 akçeden 1,029,382 akçeye, mezraalarda 169,477 akçeden 361,784 akçeye, yani bütün köylerin
vergi geliri 608,941 akçeden 1,391,166 akçeye çıkan, yani 2 katından daha fazla bir oranı, %228.46
oranını göstermektedir. Az önce söylediğim gibi Osmanlı İmparatorluğu ana ürünlerin vergi oranlarını
çoğaltarak kendi vergi gelirini arttırmış