B İ L D İ R İ L E R | Page 38

KONGRE BİLDİRİLERİ ihkâm-ı dine fırsat bulmadı ve zaman-ı hilâfeti dahi az olub ömürden dahi ruhsat olmadı. Hazret-i Ömer-i Faruk (R.A.) halife oldukda, onların himmeti, ihkâm-ı ahkâm-ı dine ve intizâm-ı ahvâl-i müslimine ve icrâ-i şer‘-i müb­îne oldu. Ve fethettikleri memâlikin mahsûlın ve masrafın ma‘lûm edinmek murâd edinüb ol divanı anlar bağladı. Divan dedikleri, defterdir ki, mahsulât içün müstakil divan ve ma­sârif içün müstakil divan ve mukatele tâifesine verdikleri erzâk içün müstakil divanı anlar vaz‘ eyledi. Anların zaman-ı hilâfetinde olan âsâr-ı haseneden biri misâhâtdır ki, cemî’ feth olunan diyârın arazisini bilüb ana göre harâc ve öşür vaz‘ eylemek içün Küttâb-ı as­hâb ve hıyâr-ı ahbâb’dan adamlar ta‘yin eylediler. Sahih-i Müslim’de Ebu Muhalled’den(R.A.) mervîdir ki, Ömer-il Farûk, Osman bin Hanif-i Sahabîyi (R.A.), ta‘yin eyledi. Bu hadis-i şerifi, bu hikâyeti Ebül-Ferec İbn’ül-Cevzî rivâyet eyler. Ya‘ni -Ömer-i Farûk, Osman bin Hanif’e emr eyledi ki, cemî‘ şenlik ya‘ni âbâdân ve ma‘mûre olan yer­leri misâhat ediniz. Âmir olsun ya‘ni bil-fi‘l zira‘at ve hirâset olunsun ve gerek ğâmire ol­sun ya‘ni bil-fi‘l zira‘at ve hirâsete kâbil değil, ammâ zira‘at olunsa mütehammildir; “Sebiha” şol yere derlerki, şûrezemin ola, ya‘ni nesne ekilürse hâsıl olmaya, ol makûle yerleri misâhat etmeye; dahi öyükler ki tepelerdir ki, çift sürülmek kâbil değildir ,anı ölçülmeye; ormanlar ăٳ