KONGRE BİLDİRİLERİ
ihkâm-ı dine fırsat bulmadı ve zaman-ı hilâfeti dahi az olub ömürden dahi ruhsat olmadı. Hazret-i
Ömer-i Faruk (R.A.) halife oldukda, onların himmeti, ihkâm-ı ahkâm-ı dine ve intizâm-ı ahvâl-i
müslimine ve icrâ-i şer‘-i mübîne oldu. Ve fethettikleri memâlikin mahsûlın ve masrafın ma‘lûm
edinmek murâd edinüb ol divanı anlar bağladı. Divan dedikleri, defterdir ki, mahsulât içün müstakil
divan ve masârif içün müstakil divan ve mukatele tâifesine verdikleri erzâk içün müstakil divanı anlar
vaz‘ eyledi. Anların zaman-ı hilâfetinde olan âsâr-ı haseneden biri misâhâtdır ki, cemî’ feth olunan
diyârın arazisini bilüb ana göre harâc ve öşür vaz‘ eylemek içün Küttâb-ı ashâb ve hıyâr-ı ahbâb’dan
adamlar ta‘yin eylediler. Sahih-i Müslim’de Ebu Muhalled’den(R.A.) mervîdir ki, Ömer-il Farûk,
Osman bin Hanif-i Sahabîyi (R.A.), ta‘yin eyledi.
Bu hadis-i şerifi, bu hikâyeti Ebül-Ferec İbn’ül-Cevzî rivâyet eyler. Ya‘ni -Ömer-i Farûk, Osman
bin Hanif’e emr eyledi ki, cemî‘ şenlik ya‘ni âbâdân ve ma‘mûre olan yerleri misâhat ediniz. Âmir
olsun ya‘ni bil-fi‘l zira‘at ve hirâset olunsun ve gerek ğâmire olsun ya‘ni bil-fi‘l zira‘at ve hirâsete kâbil
değil, ammâ zira‘at olunsa mütehammildir; “Sebiha” şol yere derlerki, şûrezemin ola, ya‘ni nesne
ekilürse hâsıl olmaya, ol makûle yerleri misâhat etmeye; dahi öyükler ki tepelerdir ki, çift sürülmek
kâbil değildir ,anı ölçülmeye; ormanlar ăٳ