B İ L D İ R İ L E R | Page 292

KONGRE BİLDİRİLERİ ŞD Hükmün evveliyatı Hükmün amacı Hüküm Aşağıdakilerin formüllerde yansıtılan sonucu, yani hükmün sonlama formülü: dilekçe (arz, arzuhal, mahzar, mektub vs.) şahsî, yada küçük bir topluluğun şikayetinin sebebini ortadan kaldırmak, ortaya konulan sorunun hukuki çözmesini yetkiliye, en başta kadıya emr etmek. meseleyi, yerli otoritesinin, ilkönce kadının kendi yetkisinde tetkik etmesini tasdik ve/veya emr eder, ama kararın tam ne olmasına ayrıntılı talimat vermez.1 MD çoğunlukla divanın inisiyatifi, kısmen dilekçe kişisel menfaatlerden daha önemli sayılan, devlet düzeniyle alakalı işlerin halledilmesi (sözkonusu olan mesele bir şahsın şikayeti neticesiyle ortaya konulmuşsa da.) Belli bir talimat bulunursa bile (davalının belirli talimatlar ihtiva etmektedir. divana havalesi, çalıntı eşyanın geri verilmesi), mutlaka diğer bir şarta bağlı olarak meydana gelmektedir (örn. „ihkak/icra-i hakk olunmaz ise”, „...inad ederse”). çoğunlukla „klasik” beklenen tedbirleri dile getirerek, mühimmelerdeki usulü devam genellikle -mak içün... , ve hükmün ederek dolaysız emir kipini yazıldığını doğrulayan ...hükm kullanır, bazen hükmün yazıldığını yazılmışdur deyimleri birlikte kullanır. doğrulayan ...hükm yazılmışdur deyimleriyle birlikte. Bunların ışığında, divan toplantılarında görüşülen meselelerin ayırtmasında en önemli ilke, bir yandan şahsî, veya küçük bir topluluklarına ait olan, çözmesini yerli hukukî görevliden, ilkönce kadılardan beklenen meseleleri, öte yandan, daha büyük önemi haiz, acil, yani Mühimme olarak nitelenmiş devlet işlerini birbirinden ayrı kaydetmekmiş. Demek ki hükümlerin ayırmasıyla meselelerin iki ayrı seviyesini fark etmişlerdi. Belirli bir meselenin önem derecesi hükmün niteliğine bağlı olmuştur. Hükümlerin tasnifiyle ilgili bu iddiayı bir örnekle açıklayayım: 1690’da, yani Mukaddes İttifak’la sürdüren büyük savaş yıllarında, Hersek sancağında sahil kazalarının ahalilerinin şehir, kasaba ve kalede, önceki fermanlara aykırı içki içerek sarhoş olduğunu ve bu sebepten kasabaların muhafazasını ihmal ettiklerini merkeze arzeden Mustafa paşaya, kendi ricası üzerine meyhanelerin kapatmasını emreden, alkollü içkilerin sözkonusu olan yerlere getirilmesini ve o yerlerden geçirilmesini kesinlikle yasaklayan bir hüküm gönderilmiştir. Bunu bir Mühimme Defteri’nde okuyabiliriz.20 Buna karşın Filibe’ye şarap getiren ve müslümanların şikayetine göre rahatsızlığın sebebi olan Rumî yani ortodoks kafirlere karşı kesin tedbirler artık alınamadı, ve kadıya sadece benzer olayların önlemesini genel olarak emreden bir hükme 1680 tarihli bir ŞD’nde rastlamaktayız.21 Katiplerin yukarıda anılan, sonradan düzelttikleri yanlışlıklarına geri dönünce, üstü çizilmiş, sonra mühimmeye nakl olunmuş kayıtların şikayet hükümlerinin belirttiğimiz kıstaslarına zaten uymadığın K