KONGRE BİLDİRİLERİ
İşte, tarihi hakikatlerin tüm gerçekliğiyle ortaya konulabileceği bu arşivlerimizden birisi ve belki
de en önemlisini, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadime Arşivi’ni de araştırmacıların hizmetine sunuyoruz. Değerli konuklar, 1847 yılında Defterhâne-i Âmire Kalemi adıyla kurulan
ilk tapu teşkilatı 1924 yılında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü haline dönüşmüştür. 1925 yılında
kadastro teşkilatını da kapsamına alan bu teşkilat arşivlerin bilimin ve araştırmacıların hizmetinde
kullanılabilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş, arşivini tasnif edip kayıt dışı belge
kalmayacak şekilde ortaya koyarak ilgililerin istifadesine sunmuştur.
Genel Müdürlük yürüttüğü çalışmalarla ve projelerle vatandaşımızın da güvenini kazanarak ülkemizin en önemli kurumları arasında yerini almıştır. Devlet-vatandaş ilişkilerinin en yoğun yaşandığı
kamu kurumları arasında yer almış devletin kamuya açılan en önemli pencerelerinden birisi olmuştur.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü toplam 18000’e yaklaşan personeliyle yılda yaklaşık 20 milyon
vatandaşımıza hizmet vermekte ve ortalama 7 milyon işlem hacmine ulaşmaktadır. 165 yıllık geçmişe
sahip olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 22 bölge müdürlüğü 957 tapu müdürlüğü ve 81 kadastro müdürlüğünden oluşan taşra birimleriyle mülkiyet bilgilerini üretip arşivlemektedir.
İçinde bulunduğumuz bu kongre boyunca siz değerli bilim adamları arşivlerimizi tartışacak, tarihin aydınlatılmasında ve gerçeklerin ortaya çıkarılmasındaki rolünü ortaya koyacaksınız. Biz Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetini temsilen bu kongrenin beklenen faydayı vermesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Osmanlı Coğrafyası Kültürel Arşiv Mirası söz konusu olduğunda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün arşivi kadar Bakanlığıma bağlı önemli kurumlarımızdan biri olan Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün vakıf arşivi de önem arz etmektedir. Vakıf kişinin mülkiyetine sahip olduğu menkul
ve gayrimenkullerinden bir kısmını veya tamamını Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle kamunun
herhangi bir ihtiyacını gidermek amacıyla dini, hayri ve sosyal bir gaye için ebediyen tahsis etmesidir.
İslam hukukuna göre kurulan vakıfların iki önemli unsuru vardır. Bunların birincisi; insanların bizzat
yararlanması için kamuya terk edilen bina ve müesseselerdir ki buna hayrat ismi verilir. İkincisi ise;
bu kurumların ebedi olarak yaşaması ve topluma hizmet sunabilmesi için bırakılan gelir kaynakları 1,\