Aralık 2016 | Sayı: 10
NÂZIM VE PICASSO
Kur�unkalem tekniğimi geli�tirmem için, Cemal Arslan ve Memduh Kuzay hocalarım devamlı heykeller üzerinden çalı�mamı, mümkünse heykel müzelerini ziyaret etmemi öneriyordu. Kulağımda küpe gibi ta�ıdığım bu sözler doğrultusunda İstanbul Ayasofya Müzesi�ndeki heykellere yöneldim, bu heykeller benim o dönemde en büyük öğretmenlerim oldular.
Kendi anlatımıyla
Ali Zülfikar
�Resmi kayıtlara bakıldığında 1 Ocak 1970 yılında, annemin anlatımlarına göre ise 15 Mart 1971 yılında büyük bir ailenin be�inci çocuğu olarak dünyaya geldim. Ortaokulu Yavuzeli’ nde, liseyi Gaziantep �ehit �ahin Lisesi’ nde okuduktan sonra Elazığ Fırat Üniversitesini kazandım. Cemal Aslan ve Memduh Kuzay Hocalarımızın atölyesinde sanat eğitimimi aldım. 1993 yılında hocalarımın referansı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümüne ba�vurdum. Giri� için iki ay boyunca Prof. Gökhan Anlağan Hocamızdan ders aldım, eleme sınavlarını geçerek 300 ki�ilik listeye girebildim. Ancak tek tercihim olan Resim Bölümü listesinden adımı bulamayınca tekrardan Fırat Üniversitesine geri döndüm. 1995 yılında politik sorunlarımdan dolayı Fırat Üniversitesini terk ederek önce İstanbul’ a gittim, sonrasında da 1997 yılında yurtdı�ına çıktım. 1999 yılından itibaren uluslararası sanat müzeleri, sanat galerileri ve sanat fuarları olmak üzere 170 sergide yer aldım. 2004 yılından 2014 yılına kadar Köln �ehrinde Galerie Zeugma’ nın sanat yönetmeni olarak farklı bir sanat deneyimi kazandım. �
Sanata bakı� açısı, dönem dönem farklı denemeler ve tarzlarla kendini araması, dünya görü�üyle Picasso�yu kendime yakın hissettim. Onun duyarlı ki�iliğine hayranlığımı gizleyemem. Bana göre döneminin hatta çağımızın en büyük ressamıdır. Sanatı bir ya�am tarzı olarak benimsemesi, olağanüstü bir enerjiyle 92 yıllık ömründe hiç durmadan çalı�ması beni çok etkilemi�tir. Gerçekten de hayatıma yön veren iki ustadan biridir. Diğeri ise, kendi coğrafyamızın denizi Nâzım
Hikmet Ran�dır. Her ikisi de hayatının son gününde bile, enerji doludur. Her ikisi de arkasında devasa bir dünya bırakırlar.
Picasso resim, heykel ve seramik olarak yirmi bin eser bizlere sundu. Yani, ya�adığı her anda kendisi oldu; zaman oldu Afrika sanatında etkilendi, zaman oldu �Guernica�da ya�anan iç sava�ın tahribatından etkilenip tepkisini ortaya koymasını bildi. Yeri geldiğinde atölyesinden içeri giren Hitler�in Fransa�daki elçisi Otto Abetz�e verdiği cevapla, nasıl bir karakter olduğunu gösterir. Picasso, Alman uçaklarının bombardımanı altında, savunmasız bir �ekilde can veren yurtta�larının çığlıkları arasında �Bunu siz mi yaptınız? � diye soran Otto Abetz�e �Hayır, siz yaptınız! � diyebilecek kadar onurlu bir duru� gösterebilmi�tir.
35