✤
✤
✤
MICHAEL THUMAN
VE SUSANNE LANDWEHR BAZEN ZORLUKLARA YOL AÇSA DA KÜLTÜREL
FARKILIKLARIN BÜYÜK BİR HEDİYE
OLDUĞUNU VURGULUYORLAR.
✤
�O zaman yer bulabileceğiniz ba�ka bir okula gidersiniz. �
�Peki geçici çözüm olarak arkada�larımızın üstüne ikamet beyan etsek. �
�Olmaz. İkamet bildirimi yaptığınız zaman gerçekten orada mı ya�ıyorsunuz diye kontrole geliriz. �
�En azından gelecek yıl için bizi sıraya koyabilir misiniz? �
�Hayır. Ana ikametgâhı Berlin�de olmayan çocukları alamayız. �
Çaresiz durumdaydık. Anla�ılan sadece Berlinli çocuklar Berlin�deki okula gidebilirlerdi. Bir sürü yabancı çocuğun ya da Almanya dı�ından dönen birçok Alman�ın ta�ındığı Berlin gibi bir �ehirde böyle bir uygulama inanılır gibi değildi.
Ama ne yazık ki, bu da Berlin. Oysa bu �ehirde Dı� İ�leri Bakanlığı�nda görev yapan diplomatlar ve aileleri ya�ıyor. Fakat bu, Eğitim Dairesi�nin umurunda bile değil.
Bu yüzden Berlin Senatosu, çaresizliğe dü�mü� diplomat aileleri için bir danı�ma merkezi kurmu�. Bu merkez, eğitim daireleri, bürokratlar ve aileler arasında köprü görevi görüyor. Tıpkı diplomatların Afrika, Orta Doğu ya da Doğu Ukrayna�daki sorunları çözmek için uğra�tığı gibi.
Bize de bu i�i Türkiye�de öğrendiğimiz gibi çözmek kaldı. Doğru okul müdürüne gittik. Kar�ılıklı görü�erek birbirimizi tanıma fırsatı bulduk. Çok zarif ve ince sohbetler esnasında bize uzatılan her ele sarıldık. Sonunda çocuklarımıza Schöneberg�de harika bir okulun müdiresi kollarını açtı. Çatı�ma, dram, �üphe ve mutlu son; bu yöntemi Türkiye�den biliyorduk. Berlin�de hemen kendimizi evimizde hissettik. �
TÜRK TİTİZLİĞİ
Michael Thumann, Die Zeit�ın dı� politika muhabiri, ağırlık verdiği konu uluslararası politika. Gazeteci ve yazar Thumann, üniversitede tarih, siyaset ve Slavistik eğitimi almı�. Serbest gazeteci e�i Susanne Landwehr ise Alman Traik Dergisi için yazıyor.
Kom�ularını, i�lerini, günlük ya�amda kar�ıla�tıkları paradoksları �Neue Anschrift Bosporus� adlı kitaplarında �biz� yöntemiyle anlatıyorlar. Kitabı okurken hangi bölümü kimin anlattığı konusunda çok da emin olamıyorsunuz. �İstanbul günlüğü� ya da �İstanbul anı kitabı� da diyebiliriz. İstanbul�un Avrupa yakasında �Türkleri� gözlemleyen Alman gazeteci çift, Türkler hakkındaki bazı önyargıların altını karı�tırdıklarında ilginç sonuçlarla kar�ıla- �ıyorlar. Örneğin, �Almanlar temizdir, Türkler pistir� önyargısına kar�ılık, Türkiye�deki çocukların kirden ve mikroptan nasıl korunup kollandığına, koyu bir titizlikle, sokakta bile oynatılmadıklarına �ahit olduklarını bildiriyorlar.
Kitapta sık sık Türkçe kelimelere de yer veriliyor: Mahalle, Muhtar, Kültür Müdürlüğü, Kolay Gelsin, Güle Güle Giy, Eline Sağlık...
Thumann ve Landwehr, bazen zorluklara yol açsa da, kültürel farklılıkların büyük bir hediye olduğunu vurguluyorlar.
Farklı dünyaları ya�ayıp, farklı gelenekleri ve dilleri öğrenmenin zenginlik olduğunu kaydeden Alman gazeteci çiftin bu gerçekten ilginç gözlem kitabı, �İstanbul�a bir ilan-ı a�k� olarak algılansa da, laikler ve yüzünü batıya çevirenlerin, muhafazakâr ve dindar gruplara kar�ı yürüttüğü değerler kavgasındaki toplumun parçalanmı�lığını ortaya sermesi açısından ayrıca önemli bir belge. Almanlar ve Türkleri birbirine bir adım daha yakla�tıran bu kitap geçen yılın kasım ayından beri ralarda. z
26