Röportaj
ikili olmak üzere değişik ebatlarda kutulanarak Harvey Ni-
chols, Brandroom ve Galeri Lafeyette’de satılıyor.
Lavantalı, portakal-tarçın, gül-defne ve karanfil-biberiye aro-
malı. Son olarak Kıbrıs’ta arkadaşımın bahçesinden 5-6 kilo
limon toplayıp geldim. Onları da kullanacağız şimdi.
Avenue Rouge: Ambalajları ham ahşap kutular. Bunda nasıl
karar kıldınız?
Ö. Günaydın: Çok şey denedik. Tülbent denedik, yağını
emdi. Çuval denedik içini göstermedi. Bunun gibi pek çok
şey oldu. Sonunda bir atölye buldum ben. Tamamen tahta
kutular yapıyorlardı. Atölyeye girdiğimde yerde zeytin ağaç-
larının kıymıklarını gördüm. Toz halinde atılmış. Bunları ne
yaptıklarını sordum. Atıyorlarmış. Bunları atmayıp preslese-
niz benim için diye sordum. Hatta normal kutudan bile daha
fazla para ödemeyi önerdim. Yaptılar. Büyük bir üretici olma-
larına rağmen benim az adetteki kutularımı ürettiler. Üzerine
soğuk baskı ile markamız basıldı. Kutuda tek çivi bile yok. Her
şey geçmeli.
Dalliance Savon’da dört farklı aroma var.
Defne-lavanta aromalı bu sabun kalp formlu üretiliyor.
disleri de var, iki de çalışanımız var. İlk formülü eski dostum
Avenue Rouge: Geri dönüşüme, doğaya da katkı sağlıyor-
sunuz.
Ö. Günaydın: Elimden geldiğince her şeyi dönüştürdüm.
Bedrettin Dalan ki o da kimya mühendisidir onunla birlikte Dalliance Savon sabunlarını doğaya atın iki ay sonra onun
oluşturduk. Sonrasında bu işi deneye deneye son noktaya içindeki bitkiler size tohum olarak geri döner. Yağlar toprağı
getirdim. İlk o ameliyat sonrası evde olduğum 10 günlük besler. Biz şu anda inorganik ve natürel olmayan pek çok şey
süre içerisinde denedim. Biri çok yağlı oldu, tutmadı. Formül kullanıyoruz. Kumaşlar sentetik. Bunlar binlerce yıl doğada
oturana kadar deneme yapmak zorunda kaldım. Böyle bir yok olmuyor. Çok fazla israfa yönelen toplum olduk. En bü-
şey üretmenin eğitimi olmaz. Yürek işi. yük yara bu bence. Hiçbir şey üretmeden tüketiyoruz. Benim
bu yaptığım parfümü de, sabunu da herkes yapabilir. Özel-
Avenue Rouge: Dalliance Savon’da farklı kokular var. Aro- likle gençler. Çocuk işi neredeyse... Sekiz yaşındaki kızım
maları neye göre seçtiniz? yapıyor, düşünün. Biraz çocukları meraklı olmaya, üretmeye
Ö. Günaydın: Uykusuzluk çekenlere lavantalı sabun hazır- teşvik etmek gerekiyor. Aslında yaptığım her şeyin altında
ladık. Lütfen uykusuzluktan yakınanlar ilaç almak yerine ön- hem doğaya katkı hem de insanlara teşvik var. Beni tüketmek
celikle lavantayı bir denesinler. Yüzlerini lavantayla yıkasınlar, değil üretmek mutlu ediyor.
yastıklarının içine bir miktar lavanta sabunu koysunlar. Nasıl
rahatladıklarını görecekler. Bundan asırlar önce kullanılan
Avenue Rouge: Siz bir yandan da blog yazıyorsunuz değil
her şey aslında doğal şeylerdi. Şifalı otlarla insanlar tedavi mi?
ediliyorlardı. Hatta şizofreni hastaları bile şifalı otlarla iyileşti- Ö. Günaydın: Evet. Blogumu da yazmaya başlarken aynı
riliyordu. Dolayısıyla insanlara en büyük tavsiyem ilaç öncesi amaçla başlamıştım. 5-6 yıl önce... Üstelik o blogdan 5 tane
doğayla bütünleşmeleri, doğal olan, bitkilerle tedaviye yö- kitap çıktı. Şimdi roman yazıyorum. Bir dönem romanı ola-
nelmeleri. cak. Sultan II. Abdülhamit döneminde geçiyor.
Avenue Rouge: Kaç çeşit sabun var? Avenue Rouge: Birden fazla işi yönetmek zor olmuyor mu?
Ö. Günaydın: Dört çeşit sabunumuz var. Bunlar tekli, dörtlü,
28
Kaç alanda varsınız?