faydalanması gerektiğini söyledi. Prof.
Dr. Sadık Rıdvan Karluk ise Türkiye’nin
1996 yılında Gümrük Birliği
Anlaşması’ndan sonra Avrupa Birliği’ne
girmek için beklediğini belirterek,
Türkiye’nin AB tarafından istenen birçok
değişimi geçirmesine rağmen üyelik
sürecinde Türkiye’nin önüne birçok
engel çıkartıldığını vurguladı. Karluk,
“Avrupa Birliği’ne karşı değilim ancak AB
Türkiye’ye hiçbir ülkeye uygulamadığı
kriterleri uyguluyor. Türkiye vatandaşları
vizesiz seyahati zaten çoktan hak
etmiştir” dedi. Türkiye Giyim Sanayicileri
Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şeref
Fayat ise vize serbestliğinin olmamasının
insanları bezdirdiğini söyledi.
Gümrük Birliği’nin
güncellenmesi ele alındı
gerçekleştiğini, Ankara’nın Türkiye’nin
en çok ithalat yapan ikinci, en çok
ihracat yapan beşinci ili konumunda
olduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde
44,5’inin, ithalatının ise yüzde 38’inin
Avrupa Birliği’nden gerçekleştiğini
kaydeden Bezci, “Avrupa Birliği
Türkiye’nin ihracatta da ithalatta da bir
numaralı ortağıdır. Türkiye ise AB’nin
ithalatında 7’nci, ihracatında ise 5’inci
sıradadır. Yani bizim ürünlerimiz AB
ülkelerinde rahatlıkla dolaşıyorken, biz o
ürünleri üretenler vize sorunu nedeniyle
dolaşamıyoruz” diye konuştu.
“AB’nin de Türkiye’ye
ihtiyacı var”
Suriye’den Ukrayna’ya kadar bölgede
yaşanan sorunların hem Türkiye’yi hem
de Avrupa Birliği’ni yakından
ilgilendirdiğini vurgulayan Bezci,
“Bugün gelinen noktada Türkiye ile
AB’nin birlikte hareket etme
zorunluluğu ortadadır. Türkiye’nin AB’ye
olduğu kadar AB’nin de Türkiye’ye
ihtiyacı vardır” dedi.
Türkiye ile Avrupa Birliği’nin
ek