ATO BULTEN ARALIK 2014 | Page 5

lundu. Cumhurbaşkanlığı’nda yeni bir teşkilatlanma yapısına gidildiğini ifade eden Erdoğan, “Mevcut teşkilatlanma yapısını farklı bir Türkiye için yeterli bulmadığımızdan dolayı yeni teşkilatlanma yapısıyla birlikte çok daha farklı bir adım atalım istiyoruz. Ekonomiyi yakından takip edecek, ekonominin tüm taraflarıyla istişarelerimizi eskisi gibi sürdürecek, dertlerinizi, şikayetlerinizi, öneri ve tavsiyelerinizi yine dinleyecek, bunları istişare edecek, bunlara birlikte çözüm üreteceğiz” diye konuştu. Özel sektör ile sadece ekonomik konularda değil demokratikleşme konusunda da birlikte çalıştıklarını, Çözüm Süreci'nin her aşamasını özel sektörle de istişare ettiklerini ve süreci birlikte bu noktaya getirdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Gerektiğinde Güneydoğu Anadolu’ya gittik, orada toplantılar yaptık, Doğu Anadolu’da sizlerle toplantılar yaptık. Bütün bunlar o süreci güçlü bir şekil- de işletebilmek içindi. Dış politikada her zaman görüşlerinizi, önerilerinizi aldık, sorunlarınızı dinledik. Yaptığımız uluslararası ziyaretlerde sizlerle birlikte olduk, gittiğimiz ülkelerin işadamlarıyla bir araya gelme imkanlarını araştırdık. Aynı şekilde işbirliğimiz ve istişarelerimiz inşallah kesintisiz şekilde devam edecek. İki sihirli kelime olarak 12 yıldır hep gündemde tuttuğum ‘güven ve istikrarın’ bundan sonra da aynı kararlılıkla devam etmesi gerekir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 1,5 yıldır Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan belli operasyonlarla, girişimlerle hedef alındığına işaret ederek, “Sanmayın ki bunlar şahsıma yönelik operasyonlardır, sanmayın ki bu operasyonlar, girişimler hükümete ya da belli bir partiye yöneliktir. Bu operasyonun veya operasyonların tamamı Türkiye’ye, Türkiye’nin varlığına, birliğine, huzur ve istikrarına en önemlisi de Türkiye ekonomisine ve Türkiye’nin bağımsızlığına yönelik operasyonlardır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yıl önce devletin borçlanma faizinin yüzde 63, enflasyonun da yüzde 30'larda olduğuna, büyük mücadeleler, kavga ve gürültüyle bu rakamları tek hanelere indirdiklerine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Peki, şu anki rakamlar gerek faiz, gerek enflasyon, bunlar bizim için yeterli mi? Asla yeterli değil. Bunun daha da düşmesi lazım. Çünkü ülkemde yatırımlar artarsa, bizim için huzur var. Eğer biz bu yatırımları artıramazsak, üretim sağlayamazsak, istihdamı artıramazsak vay halimize. Başbakanlığım döneminde, dünya krizi yaşarken araştırın, inceleyin biz yatırımlara asla ‘dur’ demedik, yatırımlarımıza aynen devam ettik. Niye? Çünkü o kriz döneminde siz yatırımları durduracak olursanız, orada bitersiniz. Şu anda Türkiye, asla yatırımlarına ‘dur’ demeyecek. ‘Dur’ dememesi için yüksek faizin olmaması gerekir. Yatırımcı, girişimci ancak düşük faizle kredi alacak ki yatırımını yapsın, üretimini yapsın. Çünkü biz, baştan itibaren ihracata dayalı bir ekonomiyi benimsedik. Onu benimsediğimiz içindir ki göreve geldiğimizde 36 milyar dolar olan ihracatımız, şu anda 157-158 milyar dolara yükseldi. Yeterli mi? Yeterli değil, bunun daha da artması lazım. Bizim yatırımlarımızın asla durmaması lazım. Bu yatırımlarla beraber üretim, istihdam, bütün bunlar artacak ve bütün bunların artmasının yanında bir defa girdi maliyetleri de ciddi manada düşmüş olacak. Bunları göremiyorsak vay halimize, yandık. Bunu görmemiz lazım. Bizi sıkıntılı dönemlerde biz yapan şu olmuştur; inşaat sektörüne biz asla ‘dur’ demedik, inşaat sektörüne biz ‘yürüyün’ dedik. Bunun başını da TOKİ çekti, ama özel sektörde, inşaat sektöründe yoğun bir hareketlenme oldu. Acaba inşaat sektörüyle, sanayide ileri teknoloji arasında bir fark olmalı mı? Hayır, o da ilerlesin, ama inşaat sektörü de ilerlesin. İnşaat sektörüne ‘dur’, sanayiye ‘ilerle’ derseniz, orada çöküntü başlar. Bizim için emek yoğun olan sektör, inşaat sektörüdür. Buna dikkat etmemiz lazım. Türkiye’nin kentsel dönüşümlerle birlikte çok farklı bir şekilde bu sektörü ayakta tutması gerekir. Kimse kalkıp sanayiyi ‘durdurun’ demiyor ki. İleri teknoloji bizim için olmazsa olmaz. Ama birine ‘dur’ birine ‘git’ dersen olmaz, bunların at başı yürümesi lazım.” Aralık 2014, ATO Bülten 3