UÇAN HAYALLER
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde
Ergani’de şirin mi şirin tatlı mı tatlı küçük bir kasaba varmış. O
kasabada Zehra adında kıvırcık saçlı pembe yanaklı olan bir öğretmen
yaşarmış.
Zehra öğretmen öğrencilerin çok severmiş. Bir gün derste
bütün öğrencilere hayal kurmaları söylemiş ve onlara “Eğer bir
yolculuk olduğunu bilme şansınız olsaydı nereleri görmek isterdiniz?”
diye sormuş.
Akın hemen şöyle cevap verdi:
-Öğretmenim masmavi bir göl kenarına gitmek isterdim. Orada
sandala binip gezerken gölün içinde zıplaya zıplaya çıkan balıkları
görmek istiyorum.
Ardından Duru parmak kaldırmış. Zehra öğretmenine hayalini
anlatmaya başlamış. Öğretmene bir çiftliğinin olmasını istediğini
söylemiş. İçinde yemyeşil ağaçların sevimli mi sevimli hayvanların
olduğu bir çiftlik …Sabahları öten horozun sesi ile uyanmak, tavukların
yaptığı sıcacık yumurtaları yemek ve ineklerden sağılan lezzetli mi
lezzetli sütlerden içmek istediğini söylemiş. Çiftlikte hayvanlarla vakit
geçirmek istediğini söylemiş. Önce atı severek ata binip gezdikten
sonra inip küçük yavru kuzuları sevmek istediğini söylemiş. O sırada
çalan zil sesi ile ders biter.
Zehra öğretmen öğrencinin teşekkür eder ve öğrencilerinden
eve gittiklerinde hayalleri ile ilgili resimler yapmalarını ister ve onlara
şöyle bir öğütte bulunur: Çocuklar sakın hayal kurmaktan
vazgeçmeyin çünkü başarmak önce inanmaktan sonra hayal
kurmaktan geçer demiş.