Aidiyet 2. Sayı | Page 34

B L en imanı

Bugün bir karar verdim . Çok konuşmak hiçbir şey anlatmamaktır . Bir tas çorba emin olamadım nasıl uzatılır , sanki hep gecikir bahar ya da hissetmeden yaşanır . Bahçedeki erik ağacı dallarını hışımla yukarı uzatır . Ne vakit elimi uzatsam bilirim kolum kısa kalır . En uzakta ne varsa onu ister , bakar kalırım ; dolaptaki yeşil erikten güzel yapan hamı bilirim ki benim çabamdır . Bazen görür , bazen görülürüm . Hakkımda çizilen her satır bilirim ki olduğundan ya bir eksik ya “ birçok ” fazladır . Bir bakışta duysam da başlasam bir cümleye , yüklemi eksik kalır : öznesi her zaman gizlenmeyen özne .
Eftelya Açıkalın

Bir karar verdim bugün , çok konuşmak hiçbir şey anlatmamaktı .

Bir inancım kalmadı insanların gözünde çizilen portreme . O bile çizmedi eksik kulağını , o bile yazmadı fanila eldivenlerini . Eksik ve kusur sandıklarını , belki derinlerden çıkardıkları o mor taşlarını -kimisinin ki o kadar mor değildi , götürsen bir sayana on paradan fazla biçmezdi- görmemek istediler sanki bir gök gürültüsünden aniden süzülmüş gibi .
Oysa ben severdim hastalanmadıkça başımın ıslanmasını . ” Bazı yağmurlara şemsiye açılmaz ” derdim , evet gerçekten de bazı yağmurlara şemsiye açılmazdı . Hep başka çekimlerden duyarlardı olanları o yüzden hiç bilmezlerdi onları . Dudak bükmeler hazırdı . Gülmeleri , ağlamaları , yargıları , kavgaları … Dillerinde diken hazırdı . Zehri nereye ne zaman akıtacakları ; insanı nereden incitecekleri , nerede sarmalayacakları hazırdı .
Ben , hiç çekim ekine ihtiyaç duymadım hayatımda . Ne gördümse kendim gördüm , ne duydumsa kendim duydum . Hazıra konmadım , hissetmediğimi payıma almadım . Aynı dilden konuşmadım , yollarımız bir kesişse hemen ayrıldı . Anladım bu yollar uzun ve yalnızdı . Ağaçlar anladı , bulutlar anladı . Ömrümde onlardan erdemlisini görmedim , bir kere incittikleri olmadı .
32 Aidiyet