Aidiyet 2. Sayı | Page 30

Filmin son sahneleri hariç - ki oraya daha sonra değineceğiz - yönetmenin kullandığı renkler , kamera açıları gerçek olamayacak bir dünyanın izlenimini uyandırıyor benim zihnimde . Hatta yarattığım hayali bir dünyada , çevremdeki hayatımı değiştiren , yakınımdaki insanlarla atıldığım maceraları anlatan bir masal gibi . Ama bildiğiniz üzere , üniversite günlerinin de güzel maceraların da zamanla birlikte yol alma , er ya da geç bitme gibi kötü huyları vardır . Çoğu serüven de maalesef , güzel sonlara sahip değildir . Büyük Budapeşte de onlardan biri , Mösyö Gustave , Zero Mustafa ve Agatha ’ nın hikayeleri , güzel oldukları kadar kısa süren ve arkalarında Bizzat Büyük Budapeşte ’ yi ve Zero ’ yu , sanki bu siyah beyaz sonlarını temsil eden birer harabe gibi geride bırakmakta . Derin bir yalnızlık içinde olan ve Agahta için bütün servetini harcayarak eski ihtişamını çoktan kaybetmiş olan Büyük Budapeşte Oteli ’ ni ayakta tutan Zero , hikâyeyi bizlere anlatarak belki de son kez tekrardan yaşıyor acı tatlı maceralarını .
Açık konuşmam gerekirse , onun dünyası o doğmadan tarihe karışmıştı bile . Ancak şu bir gerçek , bize o dünyada olduğumuz hissini olağanüstü bir zarafetle yaşattı .
Sizin de fark ettiğiniz üzere hikayemiz komedinin içine dramı , gerçekleri çok iyi aktarmış , çekim teknikleriyle ve ara ara dinlemekten keyif aldığım müzikleri ile amacını en iyi şekilde gerçekleştirmiş . Bunca sözün üstüne belki de sorulacak tek soru , benim kendimi bu hikâyenin neresinde gördüğüm . Hoşgörümü bir kenara bırakacak olursak , bir bu kadar daha yazsam bile Zero Mustafa ’ nın söylediği kadar iyi betimleyebileceğimi düşünmüyorum kendimi .
Servis asansörü sizleri odanızın olduğu kata çıkaracaktır . Ben , lobide biraz daha oturacağım . İyi geceler .
Ozan Ali Altundal
28 Aidiyet