Moustache
Beyza Erbaş
[email protected]
‘Saadet’
satamayan Galataport
Karaköy’ün tarihi yapısının bozulması, ‘soylulaştırılması’ ve
kamusal alandan çok zihinlerimize getirdiği kısıtlamalar.
Z
iya Osman Saba’nın “Mesut
İnsanlar Fotoğrafhanesi”ndeki
gibi kalsaydı ya Karaköy, diye
düşünmüyor değil insan. Şehir Tiyatrolarında oynamış olan oyununa
gittiğimde gözlerim dolmuştu. Galataport projesi kapsamında okuduklarımdan sonra aklıma gelen ilk şey
bu oyun oldu. Ziya Osman Saba’nın
duyarlılıkla betimlediği 1940’lı yılların İstanbul’unda bulunma olanağı sağlamıştı oyun bana. Saba’nın
İstanbul’a duyduğu özlemi, sevgiyi,
daha ötesi saygıyı sahneye taşımıştı;
keşke bizlerde öyle saygı duyabilseydik dedirtmişti. O tarihlerde sadece Beyoğlu’nda yürüyen insanların değil, ‘’Sanki bütün bu mağazalar bütün bu insanlara saadet satıyorlar.” cümlesiyle bugünün büyük
fotoğrafını çok önceden çekmiş ve
bu fotoğrafı yozlaşan bilgi dağarcığımıza yeniden hatırlatmak istiyor ve
bu projeyi yapmayın dercesine konuşuyordu Saba.
27
2
Ve bugün, Galataport projesi, çevreye ve İstanbul’un tarihi dokusuna
zarar vereceği eleştirileri ile zedeliyor Saba’nın dünyasını. 100 bin
metrekarenin üzerinde bir alanı ilgilendiren proje ile Fındıklı’dan
Karaköy’e uzanan sahilin tamamen
ticarileşeceği söyleniyor. Karaköy’de
son yıllarda yaşanan çevresel ve kültürel dönüşüme ek olarak çok sayıda bina restore ediliyor ya da yıkılarak yenileniyor. Bu da akıllara Karaköy’deki ‘ soylulaştırmanın’ gerçekten Galataport ile mi başlayıp başlamadığı sorusunu getirmiyor değil.
Karaköy’ün seneler önceki hali (2-3
fenêtre • Kış • 2015 • Sayı 6
Zi
bü
bu
sa
bu
ço
fo
da
ha
kafe
hava
laşm
kılıy
mış
min
luşa
lerle
uzan
und
kayb
dığın
“end
cak
Proj
de b
Varlı
dan
ha s
“turi
bulu
soru
nel M
li, Ç
Proj