A-2343-Perspective30-IC-email | Page 28

Moustache Beyza Erbaş [email protected] ‘Saadet’ satamayan Galataport Karaköy’ün tarihi yapısının bozulması, ‘soylulaştırılması’ ve kamusal alandan çok zihinlerimize getirdiği kısıtlamalar. Z iya Osman Saba’nın “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi”ndeki gibi kalsaydı ya Karaköy, diye düşünmüyor değil insan. Şehir Tiyatrolarında oynamış olan oyununa gittiğimde gözlerim dolmuştu. Galataport projesi kapsamında okuduklarımdan sonra aklıma gelen ilk şey bu oyun oldu. Ziya Osman Saba’nın duyarlılıkla betimlediği 1940’lı yılların İstanbul’unda bulunma olanağı sağlamıştı oyun bana. Saba’nın İstanbul’a duyduğu özlemi, sevgiyi, daha ötesi saygıyı sahneye taşımıştı; keşke bizlerde öyle saygı duyabilseydik dedirtmişti. O tarihlerde sadece Beyoğlu’nda yürüyen insanların değil, ‘’Sanki bütün bu mağazalar bütün bu insanlara saadet satıyorlar.” cümlesiyle bugünün büyük fotoğrafını çok önceden çekmiş ve bu fotoğrafı yozlaşan bilgi dağarcığımıza yeniden hatırlatmak istiyor ve bu projeyi yapmayın dercesine konuşuyordu Saba. 27 2 Ve bugün, Galataport projesi, çevreye ve İstanbul’un tarihi dokusuna zarar vereceği eleştirileri ile zedeliyor Saba’nın dünyasını. 100 bin metrekarenin üzerinde bir alanı ilgilendiren proje ile Fındıklı’dan Karaköy’e uzanan sahilin tamamen ticarileşeceği söyleniyor. Karaköy’de son yıllarda yaşanan çevresel ve kültürel dönüşüme ek olarak çok sayıda bina restore ediliyor ya da yıkılarak yenileniyor. Bu da akıllara Karaköy’deki ‘ soylulaştırmanın’ gerçekten Galataport ile mi başlayıp başlamadığı sorusunu getirmiyor değil. Karaköy’ün seneler önceki hali (2-3 fenêtre • Kış • 2015 • Sayı 6 Zi bü bu sa bu ço fo da ha kafe hava laşm kılıy mış min luşa lerle uzan und kayb dığın “end cak Proj de b Varlı dan ha s “turi bulu soru nel M li, Ç Proj