Sektör
Yıkıl a n Si mg el eri ve Yen i
Ya pıl a rıy l a Bi r İstan b ul
Şehirleşme, kentsel dönüşüm süreci derken İstanbul’da birçok yer değişiyor. Eski
binalar, mekanlar yıkılırken hızla yenileri yapılıyor. İnşaat sektörü gelişirken
tarihimizden ve kültürümüzden değerlerimiz kayboluyor.
Begüm Evren
[email protected]
E
8
n son ne zaman çok sevdiğiniz bir
yerin yıkılacağını; belki kendine
yeni bir bina bulup da yaşamaya devam edeceğini ya da belki de bu
şansa sahip olamadığından o sevdiğiniz
yere bir daha gidemeyeceğinizi düşündünüz ? Bana soracak olursanız, çok da
düşünmeden, birçok yer geliyor aklıma.
Bir de gerçekten artık oranın yıllardır
kendine oluşturduğu kimliğiyle yerinde beni beklemediğini ve “eski”leştiğini,
“anı”laştığını; o çok sevdiğim yer için
savaşamadan kaybettiğimi getiriyorum
aklıma.
Şöyle bir aklınıza gelmeye başladı mı?
Emek Sineması, İnci Pastanesi, Haydarpaşa Garı, durumu hala arafta olan
Gezi Parkı... Son yıllarda İstanbul’da ne
çok değerimizi kaybetmeye başlamışız.
Bunları sadece mekanlarla sınırlamayalım; çevreyi de düşünelim; parkları,
bahçeleri... Ya da mesela üçüncü köprünün inşaatı kapsamında katliamına göz
yumduğumuz ağaçları, ormanları.
Uzun bir direniş süreci olarak Emek
Sineması... Yapımı 1882’ye uzanan
büyük ve gösterişli bir özel mülk olan
Serkldoryan Kompleksi, 1942’de Varlık
Vergisi uygulamasıyla beraber İstanbul Belediyesi’ne veriliyor. İçinde Melek, İpek Sinemaları’nın bulunduğu bu
kompleks 1947’de Emekli Sandığı’na
geçiyor. Emekli Sandığı, kompleksi gelir kaynağı olarak kullanıp farklı şirket
ve dükkan sahiplerine kiraya veriyor.
Bu süreçte kompleks içerisindeki Melek
Sineması’nın adı Emek olarak değiştiriliyor. Emekli Sandığı’nın, Sosyal Güvenlik Kurumu’na dönüşmesiyle kom-
Son yıllarda İstanbul’da
ne çok değerimizi
kaybetmeye başlamışız!
pleksin mülkiyeti artık SGK’ya geçiyor
ve Emek Sineması kamu malı oluyor.
Geçirdiği yangınlarla zarar gören bina
için 1976’da Gayrimenkul Eski Eserler
ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararı ile
korunması gereken kültür varlığı olarak
tescillenmesiyle binaya ‘dokunmak’ özel
izinlere bağlanıyor. 1992’de yapıların
tarihi dokusunu bozmadan restore edilmesi ve sonra işletilmesi için açılan ihaleyle bina 25 yıllığına kiralanıyor. 2009
yılında onaylanan proje ile binanın
restorasyonu belirleniyor. Ancak Emek
Sineması’nın kapladığını alanı kar odaklı yeni dükkanlara paylaştırıp sinemanın
bulunduğu yerden 4.kata taşınması kararlaştırılıyor. Bir kültürel miras olan bu
yapının kimliğini, benliğini kaybetmeden, sokakla ilişkisi kesilmeden restorasyonunun yapılması için de tepkiler
başlıyor. Bir kamu malının özel şirket
eliyle tarihi dokusunun dönüştürülmesi
tepkileri şiddetlendiriyor. Projede son
kiracı olan İnci Pastanesi’nin çıkarılmasıyla beraber tarihi Cercle d’Orient binasının yıkımına başlandı. 1944’ten beri
hizmet verip özellikle profiterolleriyle
gönüllere taht kuran pastanenin tahliyesi için de protestolar yapılsa da İstiklal
Caddesi’nin tarihi dokusunun değiştiği
yıkımlara (yapımlara) engel olamadı.
İnci Pastanesi şuan tarihi yerinden ayrılarak başka bir sokakta hizmet vermektedir.
Bir başka örnek olarak Emek
Sineması’nın yan tarafında bulunan,
Osmanlı’nın Deveaux Apartmanları olarak bilinen binanın yıkımıyla hizmete
açılmış Demirören AVM’yi düşünebiliriz. Beyoğlu’nun orta yerinde bulunan
D
1
S
n
E
h
s
t
r
s
u
İ
l
u
M
l
r
S
a
c
r
d
b
e
e
d
k
i
İ
s
e
m
y
B
y
h