A-2343-Perspective30-IC-email | Page 8

Sektör Yıkıl a n Si mg el eri ve Yen i Ya pıl a rıy l a Bi r İstan b ul Şehirleşme, kentsel dönüşüm süreci derken İstanbul’da birçok yer değişiyor. Eski binalar, mekanlar yıkılırken hızla yenileri yapılıyor. İnşaat sektörü gelişirken tarihimizden ve kültürümüzden değerlerimiz kayboluyor. Begüm Evren [email protected] E 8 n son ne zaman çok sevdiğiniz bir yerin yıkılacağını; belki kendine yeni bir bina bulup da yaşamaya devam edeceğini ya da belki de bu şansa sahip olamadığından o sevdiğiniz yere bir daha gidemeyeceğinizi düşündünüz ? Bana soracak olursanız, çok da düşünmeden, birçok yer geliyor aklıma. Bir de gerçekten artık oranın yıllardır kendine oluşturduğu kimliğiyle yerinde beni beklemediğini ve “eski”leştiğini, “anı”laştığını; o çok sevdiğim yer için savaşamadan kaybettiğimi getiriyorum aklıma. Şöyle bir aklınıza gelmeye başladı mı? Emek Sineması, İnci Pastanesi, Haydarpaşa Garı, durumu hala arafta olan Gezi Parkı... Son yıllarda İstanbul’da ne çok değerimizi kaybetmeye başlamışız. Bunları sadece mekanlarla sınırlamayalım; çevreyi de düşünelim; parkları, bahçeleri... Ya da mesela üçüncü köprünün inşaatı kapsamında katliamına göz yumduğumuz ağaçları, ormanları. Uzun bir direniş süreci olarak Emek Sineması... Yapımı 1882’ye uzanan büyük ve gösterişli bir özel mülk olan Serkldoryan Kompleksi, 1942’de Varlık Vergisi uygulamasıyla beraber İstanbul Belediyesi’ne veriliyor. İçinde Melek, İpek Sinemaları’nın bulunduğu bu kompleks 1947’de Emekli Sandığı’na geçiyor. Emekli Sandığı, kompleksi gelir kaynağı olarak kullanıp farklı şirket ve dükkan sahiplerine kiraya veriyor. Bu süreçte kompleks içerisindeki Melek Sineması’nın adı Emek olarak değiştiriliyor. Emekli Sandığı’nın, Sosyal Güvenlik Kurumu’na dönüşmesiyle kom- Son yıllarda İstanbul’da ne çok değerimizi kaybetmeye başlamışız! pleksin mülkiyeti artık SGK’ya geçiyor ve Emek Sineması kamu malı oluyor. Geçirdiği yangınlarla zarar gören bina için 1976’da Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararı ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescillenmesiyle binaya ‘dokunmak’ özel izinlere bağlanıyor. 1992’de yapıların tarihi dokusunu bozmadan restore edilmesi ve sonra işletilmesi için açılan ihaleyle bina 25 yıllığına kiralanıyor. 2009 yılında onaylanan proje ile binanın restorasyonu belirleniyor. Ancak Emek Sineması’nın kapladığını alanı kar odaklı yeni dükkanlara paylaştırıp sinemanın bulunduğu yerden 4.kata taşınması kararlaştırılıyor. Bir kültürel miras olan bu yapının kimliğini, benliğini kaybetmeden, sokakla ilişkisi kesilmeden restorasyonunun yapılması için de tepkiler başlıyor. Bir kamu malının özel şirket eliyle tarihi dokusunun dönüştürülmesi tepkileri şiddetlendiriyor. Projede son kiracı olan İnci Pastanesi’nin çıkarılmasıyla beraber tarihi Cercle d’Orient binasının yıkımına başlandı. 1944’ten beri hizmet verip özellikle profiterolleriyle gönüllere taht kuran pastanenin tahliyesi için de protestolar yapılsa da İstiklal Caddesi’nin tarihi dokusunun değiştiği yıkımlara (yapımlara) engel olamadı. İnci Pastanesi şuan tarihi yerinden ayrılarak başka bir sokakta hizmet vermektedir. Bir başka örnek olarak Emek Sineması’nın yan tarafında bulunan, Osmanlı’nın Deveaux Apartmanları olarak bilinen binanın yıkımıyla hizmete açılmış Demirören AVM’yi düşünebiliriz. Beyoğlu’nun orta yerinde bulunan D 1 S n E h s t r s u İ l u M l r S a c r d b e e d k i İ s e m y B y h