Şehir içinde artan bu projeler, kapalı tip
sitelerin yaygınlaşmasına, rezidans inşaatlarının artmasına neden olmuştur. Bu
durumdan, dönüşen alanlardaki esnaflar
da sert bir şekilde etkilenmiş, ticaret ağı
tamamıyla değişmiştir. Günümüzde, modern alışveriş merkezlerinin sayısındaki
artış ile bu değişimi kolaylıkla anlayabiliriz. Çoğu rezidans projesinin, yeni bir
alışveriş merkezi ile birlikte hayata geçirildiğini rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Bu
kapalı tip sitelerin artışıyla beraber, toplumsal değerler de değişime uğramış, korunma ve soyutlanma duygusuyla komşuluk kurumu darbe almıştır.
Periferi alanlardaki genişleme, yeni
bölgelerdeki doğal ortamın bozulması gibi sonuçlar da doğurabilir. Örneğin
Çekmeköy’de yerleşme başladıktan sonra, İstanbul’un kuzey ormanlarında ciddi
bir tahrip meydana gelmiştir. Onarılması
çok zor olan ve uzun yıllar gerektiren,
doğanın düzenini sarsan bu tahrip ne yazık ki son zamanlarda da farklı projeler
nedeniyle hızla devam etmektedir.
Kentsel dönüşüm, sosyoekonomik
sorunlar doğurduğu gibi, toplumsal
alanda olumlu gelişmelere de yol açmıştır. Dönüşümün en temel amacı
olan düzenleme, yenileme ve iyileştirme çalışmaları, gecekonduların yavaş
yavaş giderilmesini ve çarpık kentleşme görüntüsünün düzeltilmesini hedeflemektedir.
Çalışmalar, kentleşmenin getirmiş olduğu en büyük sorunlardan biri olan
trafik sıkışıklığına da çözüm bulma
amaçlıdır. Bu nedenle, mevcut yollarda iyileştirilmeye gidilmiş, yeni
bölgelere ulaşım kolaylığı sağlamak
amacıyla yeni yollar yapılmıştır. Toplu taşıma ağı genişletilmiş, İstanbul’da
geniş bir metro ağı yaratılmak üzere
projelere başlanmıştır. Kısa bir süre
önce açılan Marmaray, her gün binlerce kişiye hizmet veren Metrobüs hattı, periferi alanının kentleşmesinden
sonra ulaşımın kolaylaşması için