Moda
Harper’s Bazaar Editörü
HANDE KIZIL İLE MODA
ÜZERİNE
Ben modanın tüketim olduğunu düşünüyorum. Stil daha önemli. Herkesin kendine ait bir stili vardır. Ama bazen
bazı şeyler sadece ulaşabildiğin kadarıyla sınırlı olduğu için Türkiye’de moda anlayışının biraz daha geliştiğini
düşünüyorum. Bizim sektörümüz geliştikçe halkın modaya olan bakış açısı daha düşük bir hızla ilerliyor.
Elif Şevval YÜRÜTEN
[email protected]
Perspective: Editörlüğe nasıl başladınız,
editör olmaya ne zaman karar verdiniz?
Hande Kızıl: Aslında bu çok eskilere
dayanan bir hikaye. Ben kendimi bildim bileli editör olmak istiyordum, hep
modayla ilgili şeyler yapmak istedim.
Tasarımcı olmak değil de dergide moda
editörü olmaktı isteğim ve aslında bugün
bunu başardığımı görünce çok mutlu
oluyorum. Çok büyük bir hayaldi bu
benim için, çünkü dergiler ilan falan
vermezler. Moda editörü okulu da yok.
Ben de finans okudum, çünkü editörlüğün Türkiye’de meslek olarak yapılması
biraz zordu. Bölümü yoktu. Yurtdışına
gidecektim ama gidemedim. En yakın
arkadaşımın arkadaşının ablası Marie
Claire’de moda editörüydü ve onun yanına asistan olarak girdim. Orada bir
buçuk sene devam ettim ve sonra işler
birbirini kovaladı. Oradan sonra kendim
editörlük yapmaya başladım. Yani yavaş
yavaş basamak çıkmakla alakalı diyebilirim .Şimdi de 4 senedir Harper’s Bazaar’dayım.
P: Severek takip ettiğin moda dergileri
neler?
H.K: Harper’s Bazaar. Hepsini okuyorum hepsini takip ediyorum ama severek
baktıklarım Vogue ve Vogue Paris. Muse
Magazine’i de çok beğeniyorum ona bakmaya çalışıyorum genelde. Numero’ yu
çok beğeniyorum. Alternatif dergilere de
göz gezdiriyorum mutlaka.
Arada sırada eğlence olsun diye de
Glamour’u da okurum. Moda kısmından
çok güzellikle ilgili kısımlarına bakıyorum.
69
P: Moda editörü olmanın avantajları ve
dezavantajları neler?
H.K: En iyi yanı benim için sevdiğim
şeyi yapabilmek, bence bu büyük bir
şans. Hayattaki en büyük şanslardan biri
diyebilirim. Tabii ki yine bütün o güzel
kıyafetlerin, ayakkabıların ve aksesuarların arasında olabilmek benim enerjimi
yükselten bir şey. Onlara giyebileceğim
kıyafetler gözüyle bakmıyorum. Ben
onlara hayran hayran bakıyorum. Onların arasında olabilmek onları kullanıyor
olabilmek beni çok mutlu ediyor. Benim
için avantajı bu.
En büyük dezavantajı bir yerlere gidip
dolaşmak istemiyorum. Alışveriş yapmak benim için çok hızlı bir hale dönüştü. Eskiden çok keyifli bir şeyken şimdi
keyifli bir yanı kalmadı. Hızlı tüketim
haline dönüştü. Bir de tabii çok uzun
saatler çalışmak zorunda kalmak ve çok
yorucu olması dezavantaj diyebiliriz.
P: Türkiye’deki moda anlayışıyla ilgili ne
düşünüyorsun?