A-2343-Perspective30-IC-email | Page 51

Self” adlı performansta ağızlarını birbirlerine yapıştırarak birbirlerinin verdiği nefesini almışlardır. 17 dakika sonra oksijen tükenmesi ve karbondioksit zehirlenmesinden ikisi de fenalaşmıştır. Amaçlarınınsa bir kişinin yaşamını elinden alırken kendininkini de yok ettiğini deneyimlemek ve bunu fiziksel boyutlarda sergilemek olduğunu söylemişlerdir. 1988 yılına geldiğimizdeyse Marina ve Ulay’ın ilişkilerini bitirecek ruhsal bir deneyime hazırlandıklarını görüyoruz. Çin Seddi’nin iki ucuna yerleşen çift, ortada buluştuklarında ağlayarak sarılmış ve birbirlerine veda etmişlerdir. 2010 yılında Marina’nın adını son dönemlere kazımasını sağlayan performansı olan “ The Artist is Present” adlı çalışmasını New York Museum of Modern Art’ta sergilemiştir. Performans kendisi için hazırlanan masa ve iki sandalyeden oluşturulmuştur. Sandalyede oturup sa- Her oyuncunun bir stili olmalı ve herkes kendini bu şekilde geliştirmenin peşine düşmeli bence oyunculukta. bahtan akşama kadar oturup hiçbir şey yemeden ve tuvalate gitmeden 736 saat boyunca oturan sanatçı, performansıyla günlerce inanılmaz bir kuyruk oluşmasını sağlamıştır. Sanatçı sandalyede otururken karşısına gelen seyircilerin direk gözüne bakan Marina, seyircilerine istedikleri kadar oturabilmeleri iznini vermiştir. Performans çoğunlukla seyircilerin ağlamasıyla son bulmuştur. Karşına oturup Marina’nın aklını başından alan tek bir seyirci vardır. Yıllar önce veda ettiği sevgilisi Ulay, Marina’nın karşısın- daki sandalyeye oturup sanatına dâhil olmak için gelmiştir. Ve yıllar önce veda ettikleri gibi yeniden kalkıp gitmiştir, ikinci ve ne zaman sona ereceği bilinmeyen bir veda ile. Yazımın sonuna geldiğimde kendi kendime şu soruyu sorgulamaya başladığımı fark ediyorum. “Marina ve Ulay’ın birbirlerine veda edip yeniden birleşmeleri de düşünülmemiş bir doğaçlama performans mıydı acaba?” Sanırım bu sorunun cevabını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ama uzaktan bir araştırmayla yazısını yazdığım performans sanatının, seyirciyi nasıl içine çektiğini birebir olarak yaşamış oldum böylece. Bu sanata dair yazılmış bir kitap olan Fang Ailesi’nden bir alıntıyla noktalıyorum cümlelerimi. “Şimdi suratına bir tane çaksam, sanat diyebilir miyim buna?” P Kaynak Akay ali, (2005), sanatın durumları, bağlam yayınları, İstanbul Germaner semra, (1997), 1960 sonrası sanat: akımlar, eğilimler, gruplar, sanatçılar, Kabala yayınevi, İstanbul Özayten (1997), “gösteri sanatı”, eczacıbaşı sanat ansiklopedisi, 2. Cilt, yem yayın, İstanbul Kuspit donald, (2004), sanatın sonu, yasemin tezgiden (çev), metis yayınları, İstanbul Lynton norbert, (2004), modern sanatın öyküsü, cevat çapan, sadi öziş (çev), remzi k