Sektör
Saba Hocamız ile
İnşaat ve Hukuk Üzerine
Günümüzde inşaat sektörüne sınır çizen alanlar biri de hukuk.
Biz de bu sınırları öğrenmek için Prof Dr. Etem Saba Özmen
hocamıza sorduk.
Aybüke KUYUMCUOĞLU
[email protected]
Beste Bozkurt
[email protected]
Perspective: Merhaba Hocam, öncelikle
kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
14
Etem Saba Özmen: Ben böyle bir soru
sorulduğu zaman bir bilmeceyle cevap
veriyorum: “Bilin bakalım, Türkiye’de olmayan bir şeyin profesörüyüm.” Bir sürü
şey söylüyorlar, sonuçta hukuk profesörü
olduğumu öğrenince hak veriyorlar tabii.
Özellikle de söyleyişi konumuz olan inşaat sektörü, hukukun olmadığı en temel
alanlardan birisi. 1956 yılında Aydın’da
doğdum. Ankara Hukuk Fakültesi’ni
1978 yılında bitirdim. Uzmanlaşmak
gerektiğini düşündüğümde Türkiye’de
gelişmemiş olan alanın gayrimenkul olduğunu gördüm. Ve bu konuda bir tesadüfle de Tapu Kadastro Okulu’na hocalık boşluğu doğdu, ben de oraya talip
oldum. Ondan sonra eşya hukuku ve inşaat, özellikle de gayrimenkul uzmanlık
alanım oldu. Evli ve iki çocuk babasıyım.
P: Bugün inşaat sektörüne atılırken ya da
bir inşaat yapılırken sizin karşılaştığınız
en büyük hukuki sorunlar neler oluyor?
ESÖ: Türkiye’de tapu güvenliğinin olmaması oluyor en temel olarak. Bu konuda son yıllarda verilen kararlarda değişiklikler olsa da Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ni sıklıkla meşgul eden davalar olarak, bir taşınmazı sekizinci malikinden edinmiş olsanız bile, sonrasında
burası orman tapusuydu diyerek açılan
bir davada hiçbir tazminat ödenmeksizin, devletin sorumluluğuna gidilemeden
taşınmazın tapu kaydının Hazine adına
geçişi sağlanabiliyor. Bu konuda Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’nin uzun dava
sürecine tabi olmaktan başka yapacak
bir şey kalmıyor. Özellikle yabancı yatırımcılar açısından, Amerikan uygulama-
sında olduğu gibi “title insurance” gibi
bir sigorta poliçesi de gelişmediği için
büyük sorunlar doğabiliyor. Ayrıca, İmar
Kurumu’nun asla kurumsallaşmadığını
ve bu konuda rüşvetin çok yaygın olduğu ortada.
Bunun dışında karşılaşılan bir sorun yok
çünkü insanlar kurumsal bir firmadan inşaat yatırımı yapacak olurlarsa inşaat yatırımı ve kalitesi açısından bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Dünyada da
Türk inşaat firmalarının başarılarını gözlemliyorum, bu açıdan büyük proje ve
inşaatları sorunsuz tamamlayabiliyorlar.
P: Türkiye’de inşaatla ilgili en fazla hangi konularda uyuşmazlık olduğunu görüyoruz? Bunların bu kadar çok dava konusu edilmesindeki temel problemin ne olduğunu söyleyebiliriz? Mevzuat boşlukları mı yoksa Yargıtay kararlarındaki tutarsızlıklar mı?
ESÖ: Genellikle inşaat firmalarının tüketici haklarına saygılı olmaması dolayısıy-
Ben böyle bir soru
sorulduğu zaman
bir bilmeceyle cevap
veriyorum: “Bilin
bakalım, Türkiye’de
olmayan bir şeyin
profesörüyüm.”
la açtığımız davalar oluyor. Örneğin şu an
açtığımız bir dava gibi sınırsız deniz manzarası vaat edilmişken öndeki parselin yasal imar hakkını kullanması durumunda
manzaranın birden bire kaybolmasıyla
karşı karşıya kalınabiliyor.
P: Sizin kişisel olarak mevzuatla ilgili gördüğünüz en büyük eksiklikler nelerdir?
ESÖ: 1965 yılının artık ihtiyaca cevap
vermeyen Kat Mülkiyeti Yasası, imar