A-2343-Perspective30-IC-email | Page 11

? kendini yeniden keşfetmeyen şehir ölüdür.” Bu açıdan Dubai, hiç ölmeyecekmiş gibi; hiç ölmemek için yaşayan bir şehir, küllerinden doğan bir anka kuşu gibi, ama bunu süreklilik şeklinde gerçekleştiren, hızlı yaşayan… Peki, bu hızlı yaşam, onun ömrünü kısaltıyor mu, alıntıdaki gibi bu görkemli binalar hangi noktada şehri zehirlemeye başlayacak, veya başlayacak mı? Kent, ortalama standartta ve uzun süreli bir yaşam felsefesi benimsememekle birlikte bunun sonucu Dubai’deki yapıların birçoğunun belki de ömürlerini tamamlayamadan ortadan kaldırılmaları gibi görünüyor. Bunun başlıca nedeni ise kentin yüzyıllar değil kısa bir süre öngörülerek yapılanmış olması. Oysa mimaride ilerigörüşlülük ve kalıcılığın önemli bir unsur olduğu kolayca kabul edilebilir. Buna en güzel örneklerden biri ise yeni açılan gökdelen, Burj Khalifa (Burj Dubai), ki 828 metre ile dünyanın en yüksek yapısı olma ünvanına sahip. Yorumlara göre ise binanın yapımı tamamen bir hava atma projesi. İsmi hala tüyleri ürperten Hitler döneminin, bir numaralı mimarının oğlu olan Albert Speer Jr.’ın kendisi de bir mimar. Kendini kentsel tasarıma adayan Albert Speer Jr.’ın Spiegel dergisi ile röportajına göre bina, Emirlik’in başarısızlığa uğramış kentsel tasarımının bir örneği. Speer aynı zamanda kentin her şeyin mümkün olduğu şeklindeki sanrı ile zehirlendiğini belirtiyor. Dubai aynı zamanda dinamik yapısıyla Türk yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Ortadoğu’nun en büyük gayrimenkul etkinliği olarak kabul edilen Dubai Cityscape Global Fuarı’na Türkiye 32 gayrimenkul firmasıyla çıkarma yaptı. Ayrıca fuar kapsamında düzenlenen yarışmada, ticari proje kategorisinde Anadolu Gayrimenkul Yatırımları ile Rönesans İnşaat, rezidans projesinde Varyap, karma - perakende projede Siyahkalem İnşaat yarışıyor. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu’na göre ise: “Türkiye Körfez ülkeleri için hala çok cazip bir ülke. Fuar, körfez yatırımcısına ulaşma anlamında çok büyük fırsatlar sunuyor.” çok düşük ücretlerle çalıştırılarak sömürülmesi yatıyor.’’ Hızlı yaşamı, Dubai’nin ömrünü kısaltıyor mu, görkemli binalar hangi noktada şehri zehirlemeye başlayacak veya başlayacak mı? Yine aynı fuarda sektör üreticilerini sevindirecek bir haber daha geldi.TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu sözcüsü Vedat Demiröz; “Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün önünün açılması için bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor.” dedi ve KDV, tapu harçları ve damga vergisi konularında bir indirimin sinyallerini verdi. Bu açıdan bakıldığında ise diyebiliriz ki Dubai’deki inşaat sektörü Türk yatırımcılar içinde oldukça verimli bir piyasa niteliği taşıyor. Konuya bu sektörün temel taşını oluşturan inşaat işçileri açısından bakıldığında ise durum hiç de iç açıcı gözükmüyor. “Dubai’nin ihtişamlı görüntüsünün altında petrolün yanı sıra göçmen işçilerin Dubai’de, Güney Asyalı inşaat işçileri; düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini, kötü çalışma ve barınma koşullarını protesto etmek için 29 Ekimde greve gitmişlerdi. Grev yapan işçilerin sayısı başlangıçta dört bin iken, bu sayı birkaç gün içerisinde yaklaşık kırk bine yükselmişti. Grevin yasak olduğunu hatırlatarak ve üzülerek belirtelim ki hükümet bu hareketlere, yasağa karşı gelenleri sınır dışı edeceğini açıklayarak ve birçok işçiyi tutuklayarak cevap verdi. Fakat bu tutumu işçilerin duruşunu değiştirmedi. İşçilerin genel taleplerini maaşlarının arttırılması, çalışma koşullarının ve barınma olanaklarının iyileştirilmesi oluşturuyordu. Bu işçiler arasında bahsettiğimiz Burj Dubai gibi gökdelenlerin inşasında çalışanlar da vardı. Görkemli binaların ardında pek o kadar görkemli olmayan hayatlar olduğunu üzülerek fark ediyoruz. Grev nedeniyle inşaat sektörü dururken, greve tepki gösteren Birleşik Arap Emirlikleri bakanları işçileri suçlamaya devam ettiler. Fakat bu tutumları uzun sürmedi. Kararlı inşaat işçileri hükümeti ZۘH]Y[\