Catmull. Animasyona dair neler yapmak
istedikleri ve ihtimaller üzerine saatlerce
konuştuktan sonra, John Bay Area için
bavulunu hazırlamaya başlamıştı.
“Apple ölüyor. Apple
işkence çekerek ölüyor.
Çok yazık. Sanırım bu
noktadan sonra geriye
dönüş de yok.”
Fakat elbette her şey planlandığı gibi
gitseydi, bugün bu satırları ne ben yazardım ne de siz okurdunuz. Ne yazık
ki George Lucas da hayal gücünün engel
tanımadığını anlayamayanlardandı. Bulundukları yeni konumlarında, animasyon yapmaya devam etmek için ciddi bir
yatırım desteğine ihtiyaç duyan Lasseter
ve Catmull’un yardımına beklenmedik,
asi, aykırı ancak bir o kadar da hayalpe-
Ed: “John, bizim kim
olduğumuzu anlatan bir
animasyon yapalım.”
Masasında oturmuş
düşünen John’un gözü
masa lambasına takılıyor.
Hani şu, ona ödüller
kazandırıp animasyon
kariyerini başlatan
lambaya…
Luxo Jr. Akademi Ödülleri’ne aday ilk
kısa metrajlı animasyon filmi oluyordu.
1987’de her şey - bu defa ışıl ışıl - değişmişti.
rest biri yetişecekti: Ed ve John’un yeni
bilgisayar yazılımları Pixar, 10 milyon
dolarlık bir yatırıma kavuşmuştu. Yatırımın adı Steve Jobs’tı.
Filmler birbirini izledi, başarılar katlanarak devam etti. Oscar ödülleri, çizim
dünyasında yepyeni teknolojiler derken
Disney elbette bunlara kayıtsız kalamazdı. Eski stüdyosu neler kaybettiğinin farkına varmış olacak ki John’a Disney’de
yönetmenlik teklif etmişlerdi. John ise
onlara mucizevi bir fikirle geldi: oyuncaklara hayat vermek. Sıradaki hayal, bu
mucizevi fikri dünyanın ilk uzun metrajlı animasyon filmine dönüştürmekti.
Ignorance was bliss
Pixar ekibi daha önce kendi
başlarına uzun metraj bir
film yapmamıştı. Belki sıradan biri bu
durumdan endişe edebilirdi ancak John
önderliğindeki yaratıcı ekibin düşüncesi
böyle değildi. Heyecan içindelerdi, ne
bilmediklerini bilmiyorlardı.
“Bir müzikal yapmak istemiyorduk.
Bir peri masalı yapmak istemiyorduk.
Disney’in bundan önce yaptığı hiçbir
şeye benzemek istemiyorduk. Biz, farklı
olmak istiyorduk.”
Lasseter ve ekibi hikayelerini tamamlayıp Disney’e sunmak üzere Burbank’e
uçak biletlerini almışlardı. Kara Hafta
başlamak üzereydi… Disney filmi berbat bulmuştu, karakterlerin hikayeden
yoksun, film durağan, Woody fazlasıyla
aksiydi. Projeyi durdurmaları söylendi.
Oturdular. Ne yapmak istediklerine karar verdiler. Yeniden yazdılar. Bu hikaye
yalnızca bir hikaye değil; bu, onların hayali olmalıydı. İşe ismini koymakla başladılar: Oyuncak Hikayesi.
Oyuncak Hikayesi, dünya çapında 350
milyon dolarlık hasılatının yanında çok
daha önemli gelişmelere ön ayak olmuştu. Animasyon filmlerinin yeni yüzyılı
başlamış, Pixar bir stüdyoya, Disney’in
ortağı olan bir stüdyoya dönüşmüş ve
belki de en önemlisi, hayal gücünün sınırsızlığı kanıtlanmıştı.
Sanatın ve bilimin buluşması, en başta
yalnızca üç harika adamın hayaliydi: yaratıcı bir bilim adamı Ed Catmull, sanatçı John Lasseter ve ileri görüşlü bir girişimci Steve Jobs . Gerçekleştirdikleri şey
yalnızca kendi hayalleri olmakla
kalmadı, dünyayı değiştirdiler. P
KAYNAK
The Pixar Story,
2007
67