H
Hayata
We Call It, Art
Yiğit TUNA
[email protected]
65
S
anatın ve bilimin buluşması, en
başta yalnızca üç harika adamın
hayaliydi: yaratıcı bir bilim adamı
Ed Catmull, sanatçı John Lasseter ve ileri
görüşlü bir girişimci Steve Jobs . Gerçekleştirdikleri şey yalnızca kendi hayalleri
olmakla kalmadı, dünyayı değiştirdiler.
1975 senesinde, henüz 18 yaşındaki
ve Kaliforniya, Whittier’da bir lise öğrencisi olan John
Lasseter için hayat,
hayal gücünü kullanmaktan ibaretti.
“Lisede okuduğum
yıllarda çizgi filmlere karşı zaafım ve ilgim vardı. O yıllarda
tanıştığım, Disney
Stüdyoları’nın animasyon yapım tekniklerinin anlatıldığı
bir kitabı elime alır
almaz kendime şöyle demiştim: İnsanlar bir hayat uğraşısı olarak çizgi film
yapıyorlar. Tam o
anda, sanki yıllardır
o anı bekliyormuşum gibi hissettim. İşte
bu. Yapmak istediğim şey, yapacağım şey
bu.” Ve aynı sene, Walt Disney’in ömrünün son dönemlerinde kurduğu, amacı geleceğin animatörlerini yetiştirmek
olan sanat okulu CalArts’a başvurdu.
Artık hayaline ulaşmak için elinde bir
kitaptan fazlası olmalıydı. İlk programa
kabul edilen Lasseter: “Orada yaptıkla-
rı şey bir çeşit sihir olmalıydı. Disney’i
Disney yapan tüm sanatçıları bir araya
toplamış ve bizleri eğitmeye ikna etmişlerdi. İnanılmazdı.” diyordu.
John’un sınıf arkadaşları arasında, gelecekleri Pixar adı altında ortak şekillenecek Brad Bird ile John Musker ve
onlardan biraz daha farklı bir yol çizecek olan, gözlüklü bir animasyon dehası daha vardı: Tim
Burton.
“Hayatımda
bazı
yerlerde doğru zamanda ve doğru
yerde
olduğumu
hissederim ve CalArts bu tanımı baştan yaratan yerdi.”
diyen Lasseter için
animasyon öylesine bir tutkuya dönüşmüş ve derinlik
kazanmıştı ki yaz
aylarında
okula
ara verilir verilmez
Tomorrowland’de
yarı zamanlı bir işe
başlamıştı. Onun