A-2343-Perspective30-IC-email 2015 | Page 53

dadım vardı. Beni Alman müzikallerine götürürdü. O zamanlar Almanya›dan çok müzikal film gelirdi. Sinema tabi en büyük eğlencemizdi o zaman televizyon yoktu. O müzikal filmlerin çok etkisinde kalmıştım. Sonra gençlik yıllarımda o Amerika›da yapılan meşhur müzikalleri, savaştakileri eğlendirmek ve savaştan bıkan halkı mutlu etmek için yapılan büyük müzikalleri, Fred Astaire, Ginger Rogers,Gene Kelly’ler mesela, seyredip çok etkilenmiştim. Müzikalde oynamak istiyordum. Ben Amerika’ya gittiğim zaman sinemacı olmak için gittim ama iyi bir tiyatro eğitimim olsun öyle sinemacı olayım dedim. Tiyatro eğitimlerine başladıktan sonra tiyatroda kaldım. Sinema yaptım ama benim aslında işim tiyatro. tü. Yıldız Kenter gibi sanatçılar parmakla sayılacak kadar azdır. Haluk Bilginer gibi oyuncu azdır. Barış Dinçel gibi dekor sanatçısı bulmak adeta imkânsızdır. Şimdi bu alternatif tiyatrolarla; yüz kişilik, elli kişilik, yirmi kişilik yerlerde oynayan küçük tiyatrolarla bence tiyatro tam anlamıyla gelişti, gelişiyor. Herkes diyor ki, tiyatro bitti. Bence bitmedi, bence şimdi başlıyor tiyatro. Yazarlar yetişiyor. Bir sürü genç yazar yetişiyor. Bir sürü genç yönetmen yetişiyor. Bir sürü genç oyuncu yetişiyor. Hepsi birbirinden iyi. Tüm tiyatrolar güzel demiyorum tabi ama bazıları o kadar iyi ki insan gurur duyuyor. Ben sürekli başka yerlere atlıyorum ama… (gülüyor) P: Peki sizce Türkiye’de müzikalin gelişmesi için neler gerekli? P: Yönetmenliğinizi hep oyunculuğunuzdan önde tutmuşsunuz. Bunun sebebi nedir? H.D: Türkiye’deki müzikaller bence çok iyi olabilir. Çok iyi müzikaller var ama teknik yeterli değil. Şimdi Zorlu Center’ın kurulmasıyla teknik ba