dadım vardı. Beni Alman müzikallerine
götürürdü. O zamanlar Almanya›dan
çok müzikal film gelirdi. Sinema tabi en
büyük eğlencemizdi o zaman televizyon
yoktu. O müzikal filmlerin çok etkisinde kalmıştım. Sonra gençlik yıllarımda
o Amerika›da yapılan meşhur müzikalleri, savaştakileri eğlendirmek ve savaştan bıkan halkı mutlu etmek için yapılan
büyük müzikalleri, Fred Astaire, Ginger
Rogers,Gene Kelly’ler mesela, seyredip
çok etkilenmiştim. Müzikalde oynamak
istiyordum. Ben Amerika’ya gittiğim zaman sinemacı olmak için gittim ama iyi
bir tiyatro eğitimim olsun öyle sinemacı
olayım dedim. Tiyatro eğitimlerine başladıktan sonra tiyatroda kaldım. Sinema
yaptım ama benim aslında işim tiyatro.
tü. Yıldız Kenter gibi sanatçılar parmakla
sayılacak kadar azdır. Haluk Bilginer gibi
oyuncu azdır. Barış Dinçel gibi dekor sanatçısı bulmak adeta imkânsızdır. Şimdi
bu alternatif tiyatrolarla; yüz kişilik, elli
kişilik, yirmi kişilik yerlerde oynayan
küçük tiyatrolarla bence tiyatro tam anlamıyla gelişti, gelişiyor. Herkes diyor ki,
tiyatro bitti. Bence bitmedi, bence şimdi
başlıyor tiyatro. Yazarlar yetişiyor. Bir
sürü genç yazar yetişiyor. Bir sürü genç
yönetmen yetişiyor. Bir sürü genç oyuncu yetişiyor. Hepsi birbirinden iyi. Tüm
tiyatrolar güzel demiyorum tabi ama bazıları o kadar iyi ki insan gurur duyuyor.
Ben sürekli başka yerlere atlıyorum
ama… (gülüyor)
P: Peki sizce Türkiye’de müzikalin gelişmesi için neler gerekli?
P: Yönetmenliğinizi hep oyunculuğunuzdan önde tutmuşsunuz. Bunun sebebi nedir?
H.D: Türkiye’deki müzikaller bence çok
iyi olabilir. Çok iyi müzikaller var ama
teknik yeterli değil. Şimdi Zorlu Center’ın
kurulmasıyla teknik ba