H
Hayata
ADAM OLMA, KADIN OL!
Kadınların durumlarından kurtulmaları için yürek gerektiğini bilenler;
kadının yüreğini elinden alarak ve duygusallığını kötü bir özellik olarak
işaretleyerek onun kendi kendisini kelepçelemesini sağlamışlardır. İşte
kadınlar olarak anlamamız gereken, anahtarın bizde olduğudur.
Dilara DEMİR
[email protected]
B
u yazıyı yazana kadar “feminist”
olduğumu bilmiyordum. Kadınlara uygulanan sömürünün ve eşitsizliklerin gerek pratikte gerekse beyinlerde sona ermesini destekliyordum ve
tüm insanların eşit haklara sahip olması
taraftarıydım. Zaten bu hem bir kadın,
hem de bir insan olmanın gereği olmalıdır. Kalbi olan bir insanın bir diğerinin
onunla eşit haklara sahip olmasını istememesinin doğrulanabilir bir tarafı ola-
bileceğini düşünmüyorum. Toplumumuza işlemiş olan baskı öğeleri dışında
pek bir haksızlığa maruz kalmamış olsam da bazı durumlarda “kız” imajıyla
ilgili düşüncelerden dolayı küçümsendiğimi ve birçok konuda erkeklerin kendilerini üstün gördüklerini hissetmek
sanırım benim içimdeki feminizmin nüvesiydi. İşte bundan da kadınların herhangi bir şeyde erkekler kadar başarılı
olabileceğini kanıtlama isteği doğdu. Fa-
kat hala biri sorduğunda “Evet, ben feministim” diyemiyordum. Çünkü feminist “erkeklerden ve güzel kadınlardan
nefret eden, çirkin ve erkeksi bir kadın”
olarak algılanıyordu ve benim aklımda
bile oldukça negatifti. İnanıyorum ki
çoğu kişinin aklında bu algı hala yaşıyor. Oysa söylemesi bu kadar zor olan,
aslında en kolayıymış. Çünkü feminizm
bu algıdan çok farklı olarak; kadınların
ve erkeklerin eşit haklara sahip olması
gerektiğine inanan ve bu vizyonda art
arda gelen ortaya çıkmış ve dallara ayrılmış bir harekettir. “Feminist çirkindir
ve güzel kadınlardan nefret eder” algısı
da o kadının evlenemediği ve bu yüzden
feminist olduğu düşüncesinden kaynaklanıyor olsa gerek.
Öncelikle “evlenememiş olma” düşüncesi daha baştan topluma işlemiş önyargıların bir simgesidir. “Evlenememiş “
değil de “evlenmemiş” olmak mümkün
değilmiş gibi, kadın için hayatının zirvesi evlenmek olarak görülüyor. Tanıdığım insanlar arasında evlenme hayalleri
kuran ve birçok çocuk sahibi olup aile
kurmak isteyen kadınlar da vardı, farklı nedenlerle bunları reddedenler de.
İronik olan ise ben dahil hepimizin bir
düğün hayali kurmamızdı. Çünkü “kadının tam olarak görülmesi ancak bir
erkeğin onayıyla mümkün olur” algısı
“Kadınsan feministsin,
feminist değilsen ironiksin.”
Kadınlarımız ya
özgürlükleri için
hayatlarını feda etmek
zorunda kalıyor ya
da hayatları için
özgürlüklerini.
49