A-2343-Perspective30-IC-email 2015 | Page 38

“Başka Türlü Bir Şey” bir rehber kitap değil, bir yol hikayesi. İki sıradan adamın çok düzenli ve sıradan hayatlarına isyan edip yola çıkmalarını anlatıyor. İnsan bilmediğini mutlaka merak etmeli, görmeli, tanımalı. P: Uzun bir süre ülkenizden uzak kaldıktan sonra dönüşünüzde neler hissettiniz? Bıraktığınız yerden devam edebildiniz mi? 38 Ö.B: Dönmeye yakın son 20-25 gün o dönmeyi çekmeye başlıyorsunuz. Aile özlemi, düzen özlemi… Aylar boyunca farklı farklı yerlerdesiniz, biraz tekdüzelik istiyorsunuz, bir halıya basayım istiyorsunuz, rahat bir yatak istiyorsunuz… Ama 15 gün sürüyor, sonra yine huzursuzlanmaya başlıyorsunuz. Kafa olarak kesinlikle hayır, bıraktığınız yerden devam edemiyorsunuz. Çünkü bambaşka bir insan oluyorsunuz. İnsanların döndüğünüzde ne iş bulacaksınız nasıl çalışacaksınız diye kaygıları oluyor. Dünyada hayatınızı kazanmanın tek bir yolu yok kesinlikle. Yeni yollar, yeni yöntemler mevcut. Dolayısıyla döndüğünüzde aynı şartlara kavuşursunuz ama kafa olarak aynı kalmadığınız için düzenli bir yaşama ve belirgin saatlere adaptasyon çok zor olacaktır. O hiç geçmiyor maalesef yapacak bir şey yok. P: Döndüğünüzde “Başka Türlü Bir Şey” ‘i yazdınız. Kitap yazma fikri baştan var mıydı yoksa sonradan mı aklınıza geldi? Ö.B: Bir kitap yazarım belki diyordum. Çünkü dünya turu fikri doğduğunda bir blog yapalım, seyahate çıkacaklar ilham alsınlar diyorduk. İstiyorduk ki çok fazla insan görsün, okusun. Kitap fikri buradan doğdu. Blogda şuradaydık, şunu yaptık gibi anlatıyorsunuz ama dünya turu aslında insanın hayatını çok derin bir yerden etkiliyor. Çünkü giderken bir sürü aşamadan geçiyorsunuz, yol hali bambaşka bir şey ve dönüşte de bir şeyler yaşıyorsunuz, değişiyorsunuz. İnsanlara bunu tam olarak aktarmak bir kitapla mümkündü ve bizim için de seyahatten geriye bir şey kalsın istiyorduk. P: Nasıl bir şey bu “Başka Türlü Bir Şey” ? Ö.B: “Başka Türlü Bir Şey” bir rehber kitap değil, şu ülkede bu var bu ülke- de bunu yiyebilirsiniz kesinlikle değil, bu bir yol hikayesi. İki sıradan adamın çok düzenli ve sıradan hayatlarına isyan edip yola çıkmalarını anlatıyor. Nasıl yola çıktılar, yolda başlarına neler geldi, mutlulukları, hüzünleri, kavgaları, ne varsa… Ve döndüklerinde nasıl döndüler onu anlatıyor. Gerçek bir hikaye, en önemli tarafı bu. Özellikle Türk gençlerinin, Türkiye’de yaşayan insanların “onlar yaptı ben niye yapmayayım” demesini amaçlıyor. Umarım ilham oluyordur. P: Peki, çok gezen mi bilir çok okuyan mı? Ö.B: Ben çok gezen bilir diye düşünüyorum çünkü okumak çok güzel, herkes okumalı ama parayla alınamayan bazı şeyler var. Tecrübe ve vizyon gibi. Kendi tecrübenizi, kendi vizyonunuzu, kendi enerjinizi, içinizde saklı gerçek değeri gezerek keşfediy ܜ