“Başka Türlü Bir Şey”
bir rehber kitap değil, bir
yol hikayesi. İki sıradan
adamın çok düzenli ve
sıradan hayatlarına isyan
edip yola çıkmalarını
anlatıyor.
İnsan bilmediğini mutlaka
merak etmeli, görmeli,
tanımalı.
P: Uzun bir süre ülkenizden uzak kaldıktan sonra dönüşünüzde neler hissettiniz? Bıraktığınız yerden devam edebildiniz mi?
38
Ö.B: Dönmeye yakın son 20-25 gün o
dönmeyi çekmeye başlıyorsunuz. Aile
özlemi, düzen özlemi… Aylar boyunca
farklı farklı yerlerdesiniz, biraz tekdüzelik istiyorsunuz, bir halıya basayım istiyorsunuz, rahat bir yatak istiyorsunuz…
Ama 15 gün sürüyor, sonra yine huzursuzlanmaya başlıyorsunuz. Kafa olarak
kesinlikle hayır, bıraktığınız yerden devam edemiyorsunuz. Çünkü bambaşka
bir insan oluyorsunuz. İnsanların döndüğünüzde ne iş bulacaksınız nasıl çalışacaksınız diye kaygıları oluyor. Dünyada hayatınızı kazanmanın tek bir yolu
yok kesinlikle. Yeni yollar, yeni yöntemler mevcut. Dolayısıyla döndüğünüzde
aynı şartlara kavuşursunuz ama kafa
olarak aynı kalmadığınız için düzenli bir
yaşama ve belirgin saatlere adaptasyon
çok zor olacaktır. O hiç geçmiyor maalesef yapacak bir şey yok.
P: Döndüğünüzde “Başka Türlü Bir Şey”
‘i yazdınız. Kitap yazma fikri baştan var
mıydı yoksa sonradan mı aklınıza geldi?
Ö.B: Bir kitap yazarım belki diyordum.
Çünkü dünya turu fikri doğduğunda bir
blog yapalım, seyahate çıkacaklar ilham
alsınlar diyorduk. İstiyorduk ki çok fazla insan görsün, okusun. Kitap fikri buradan doğdu. Blogda şuradaydık, şunu
yaptık gibi anlatıyorsunuz ama dünya
turu aslında insanın hayatını çok derin
bir yerden etkiliyor. Çünkü giderken
bir sürü aşamadan geçiyorsunuz, yol
hali bambaşka bir şey ve dönüşte de bir
şeyler yaşıyorsunuz, değişiyorsunuz. İnsanlara bunu tam olarak aktarmak bir
kitapla mümkündü ve bizim için de seyahatten geriye bir şey kalsın istiyorduk.
P: Nasıl bir şey bu “Başka Türlü Bir Şey”
?
Ö.B: “Başka Türlü Bir Şey” bir rehber
kitap değil, şu ülkede bu var bu ülke-
de bunu yiyebilirsiniz kesinlikle değil,
bu bir yol hikayesi. İki sıradan adamın
çok düzenli ve sıradan hayatlarına isyan
edip yola çıkmalarını anlatıyor. Nasıl
yola çıktılar, yolda başlarına neler geldi,
mutlulukları, hüzünleri, kavgaları, ne
varsa… Ve döndüklerinde nasıl döndüler onu anlatıyor. Gerçek bir hikaye, en
önemli tarafı bu. Özellikle Türk gençlerinin, Türkiye’de yaşayan insanların “onlar yaptı ben niye yapmayayım” demesini amaçlıyor. Umarım ilham oluyordur.
P: Peki, çok gezen mi bilir çok okuyan
mı?
Ö.B: Ben çok gezen bilir diye düşünüyorum çünkü okumak çok güzel, herkes
okumalı ama parayla alınamayan bazı
şeyler var. Tecrübe ve vizyon gibi. Kendi
tecrübenizi, kendi vizyonunuzu, kendi
enerjinizi, içinizde saklı gerçek değeri
gezerek keşfediy ܜ