DDosya
Dur Durak Bilmeyen
Hayatın Lezzet Durakları
Çay ve kahve kültürünün yılların etkisiyle iç içe geçtiği gerçeği yadsınamaz.
Yine de ikisinin de etraflarında oluşturdukları kültür balonuna kendilerine
özgü anlamlar kattıklarını biliyoruz. Hem çay hem de kahvenin etrafındaki
can alıcı muhabbetlerin hayatımızı güzellikle işgal ettiği ise tatlı bir gerçek.
Dilara DEMİR
[email protected]
B
izim evde süt kalmadıysa çay
koyulurdu küçüğe de. Ama dili
yanmasın diye paşa çayı ve tabi
ki minimum 3 şeker. Böyle böyle yürürdü herkes tiryakiliğe giden yolda.
Büyüdükçe, formuna dikkat edenler ya
da televizyondan üç beyazın zararlarını
duyanlar birer birer keserdi şekerleri.
Şekerler birer birer küçülürken, sıra sıra
bardaklar dizilir, dertler büyürdü. Sonunda çay gönlümüzde demlenir oldu,
damla damla.
28
Çayı çay ağacı yapraklarının demlenmesiyle hazırlanan sıcak bir içecekten fazlası yapan da işte çayın gözümüzde adeta
bir dert sökücü haline gelmesi ve de 19.
yüzyıldan itibaren Orta Asya’da kullanılmaya başlanan semaverin bir şifacı
olarak görülmesidir. Hatta Ahmet Yesevi
etkisiyle çayın şifalı olduğuna inanılmıştır. Hala kültürümüzde bir bardak çayın
halledemeyeceği hiçbir sorun yoktur
fikri yaşamaktadır.
Yine geçmişle karşılaştırırsak, hızlı yaşam koşulları nedeniyle demleme çay
yerine poşet çayların yaygınlaştığı üzülerek söylenebilir. Fakat yine de demleme
Bir bardak çay veya kahve ile
çözülemeyecek sorun yoktur.
“Sonra belki çay içeriz. şansımız varsa
yağmur da yağar.
damlalara huzur yüklemece oynarız.
benim damlam seninkini alnından öper.
güzel şeyler olur belki.
sen gel bence...
”
Lale Müldür
çayın kendine özgü tadıyla her zaman
hayatımızın ve kalabalık aile toplantılarının vazgeçilmezi olacağı kuşku götürmez.
Çayın aslında Çin kökenli olmasına rağmen, Osmanlı döneminde İran ve Rusya
üzerinden ülkemize girmesiyle toplumumuz onu millileştirmeyi bilmiş, kültürümüzün dokusuna ince ince işlemeyi
öyle güzel başarmıştır ki çay yokluğunda
bu durum gerek siyasi gerek ekonomik
hayatı etkileyebilmiştir. Ekonomik boyutundan bakarsak, bu bakış açısından
çay karaborsası, sahte çaylara karşı verilen siyasi ve toplumsal mücadele, çay
yokluğunun yarattığı sosyal ve siyasal
kriz gibi olgularla karşılaşılacaktır.
Çaydan bahsedip kahveyi unutmak ol-
maz çünkü bu iki kültürün yılların etkisiyle iç içe geçtiği gerçeği görmezden gelinemez. Yine de ikisinin de etraflarında
oluşturdukları kültür balonuna kendine
özgü anlamlar kattıklarını biliyoruz.
Kahve kültürüne gelirsek, günümüzde
daha çok Amerikan kültürüyle iç içe
geçmiş, franchise kafelerle beraber bizde uzun süreli bir keyif olan kahve içi-
Türk kahvesi, kahve
çekirdeklerinin
kültürümüzce bulunmuş
bir şekilde pişirilmesiyl B