A-2343-Perspective30-IC-email 2015 | Page 21

manda iyi bir reklamcı olabilmek için de olmazsa olmazlardandır “Tüketiciyi, hedef kitleyi anlayabilmek.” Reklamlar herkes için ‘zaplamak’ dediğimiz eyleme mahkum mudur acaba? ğunda ya da bir ürünün pazar payını büyütmek istediğinde reklam kararı verir. Elbette bu karar verilirken göz önünde bulundurulması gereken en önemli unsur, tanıtım için ayrılan bütçedir. Özellikle ulusal kanallarda yayınlanan televizyon reklamlarının ücretleri bir hayli yüksektir ve mesajınızı saniyeler içerisinde iletmek zorundasınızdır. Bu durum sağlam bir bütçeyle yola çıkmanızı gerektirir. Büyük şirketler, her yıl televizyon reklamları için bütçe ayırırlar ve ilk defa televizyon reklamı kullanacak bir şirket de bunun için özel bir bütçe yapmak zorundadır. Karar verildi, bütçe planı yapıldı; harekete geçmek için bir ajansa ihtiyaç var. Şirketin ajans seçme işine ‘konkur’ diyoruz. İlk defa bir ajansla çalışacak olan bir şirketin ya da mevcut ajansından memnun olmayan ve yeni bir ajans arayışı içinde olan her şirketin yaptığı şeydir bu. Konkur yapılıp ajans da belirlendiğine göre o zaman sloganımız “briefsiz reklam olmaz”. “Brief” şirket tarafından ajansa verilir. Brief nedir diye soracak olursanız; en basit anlatımıyla ihtiyaç Sadece iyi bir brief için değil, aynı zamanda iyi bir reklamcı olabilmek için de olmazsa olmazlardandır “Tüketiciyi, hedef kitleyi anlayabilmek.” demektir. Daha geniş bir ifadeyle; reklamın amacının ve hedeflerinin kısa ve özlü olarak anlatılmasıdır. İlk reklam toplantılarında, genellikle şirket yetkilileri ajanslara brief verir. Reklamının yapılmasını istedikleri ürünün pazardaki durumu, rakiplerin durumu, ürünün hedef kitlesi ve kitlenin sosyo-ekonomik durumu grafiklerle anlatılır. Reklamla neyin hedeflendiği açıklanır. Kısacası filmin senaryosu düşünülmeden, ayrıntılı bir fotoğraf çekilmiş olur. Ajans, mevcut bütçeye göre, verilen hedefe yönelik bir reklam filmi çekmek üzere sorumluluğu almış olur. İyi bir brief, hedef kitlenin isteğini tam olarak tanımlayabilmelidir. Sadece iyi bir brief için değil, aynı za- Şirketin verdiği brieften sonra şimdi işin kreatif kısmındayız. Artık işi ajans devraldı; çekeceği reklam filmiyle ilgili beyin fırtınası yapar ve senaryo yazımına başlar. Bütçe belirlenip brief verildikten sonra senaristin, bir matematikçi gibi senaryoyu hazırlaması gerekir. Çok kısa sürede, mesajı çok net anlatan, karmaşa yaratmayan bir senaryo üretilmeli. Verilen mesajın hem dikkat çekmesi hem akılda kalması şart. Bununla birlikte, senaryo kurum kimliğine ters düşmemeli ve hedef kitleyi de yakalamalı. Bu reklamcıların işi de epey zormuş, değil mi? Şunu da atlamamak gerek; ajanslardan tek bir senaryo çıkmıyor, birden fazla senaryo yazılıyor ve şirket bunlardan birini seçiyor. Senaryolar yazıldı, şirket kendine en uygun olanı seçti, yönetmen bulundu, oyuncular, sahne, dekor, kıyafetler her şey tamam. Öyleyse, 3-2-1 kayıt! Çekimler bitince her şey bitti mi sandınız? Durun daha, reklam filmini izleyebilmeniz için başka bir ajans da devreye girer: medya planlama ajansı. Bu ajans, reklamın hangi kanalda, hangi zamanda ve ne kadar süre ile yayınlanacağını belirler. Şayet popüler bir dizi arasında yayınlanacaksa; dizi biter bitmez mi, ortada mı, yoksa yeniden başlamasından önce mi yayınlanacağı karara bağlanır. Bu çok ayrıntılı bir çalışma gerektiriyor. Bu çalışma reklam verenin onayından geçtikten sonra rezervasyon yaptırılır ve film televizyonlarda gösterilmeye başlar. Sonunda! Şimdi tekrar yaslanın koltuklarınıza, belki en sevdiğiniz reklama rastlarsınız televizyonda? P KAYNAK Reklamının yapılmasını istedikleri ürünün pazardaki durumu, rakiplerin durumu, ürünün hedef kitlesi ve kitlenin sosyo-ekonomik durumu grafiklerle anlatılır. http://reklamfuryasi.blogcu.com/birtelevizyon-reklami-nasil-yapilir/4157688 http://www.hakandemirel.com.tr/blog/reklamdahisi-bill-bernbach 21