manda iyi bir reklamcı olabilmek için
de olmazsa olmazlardandır “Tüketiciyi,
hedef kitleyi anlayabilmek.”
Reklamlar herkes için
‘zaplamak’ dediğimiz
eyleme mahkum mudur
acaba?
ğunda ya da bir ürünün pazar payını büyütmek istediğinde reklam kararı verir.
Elbette bu karar verilirken göz önünde bulundurulması gereken en önemli unsur, tanıtım için ayrılan bütçedir.
Özellikle ulusal kanallarda yayınlanan
televizyon reklamlarının ücretleri bir
hayli yüksektir ve mesajınızı saniyeler
içerisinde iletmek zorundasınızdır. Bu
durum sağlam bir bütçeyle yola çıkmanızı gerektirir. Büyük şirketler, her yıl
televizyon reklamları için bütçe ayırırlar
ve ilk defa televizyon reklamı kullanacak
bir şirket de bunun için özel bir bütçe
yapmak zorundadır.
Karar verildi, bütçe planı yapıldı; harekete geçmek için bir ajansa ihtiyaç var.
Şirketin ajans seçme işine ‘konkur’ diyoruz. İlk defa bir ajansla çalışacak olan bir
şirketin ya da mevcut ajansından memnun olmayan ve yeni bir ajans arayışı
içinde olan her şirketin yaptığı şeydir
bu. Konkur yapılıp ajans da belirlendiğine göre o zaman sloganımız “briefsiz
reklam olmaz”. “Brief” şirket tarafından
ajansa verilir. Brief nedir diye soracak
olursanız; en basit anlatımıyla ihtiyaç
Sadece iyi bir brief için
değil, aynı zamanda iyi bir
reklamcı olabilmek için de
olmazsa olmazlardandır
“Tüketiciyi, hedef kitleyi
anlayabilmek.”
demektir. Daha geniş bir ifadeyle; reklamın amacının ve hedeflerinin kısa ve
özlü olarak anlatılmasıdır. İlk reklam
toplantılarında, genellikle şirket yetkilileri ajanslara brief verir. Reklamının
yapılmasını istedikleri ürünün pazardaki durumu, rakiplerin durumu, ürünün
hedef kitlesi ve kitlenin sosyo-ekonomik
durumu grafiklerle anlatılır. Reklamla
neyin hedeflendiği açıklanır. Kısacası filmin senaryosu düşünülmeden, ayrıntılı
bir fotoğraf çekilmiş olur. Ajans, mevcut
bütçeye göre, verilen hedefe yönelik bir
reklam filmi çekmek üzere sorumluluğu
almış olur. İyi bir brief, hedef kitlenin
isteğini tam olarak tanımlayabilmelidir.
Sadece iyi bir brief için değil, aynı za-
Şirketin verdiği brieften sonra şimdi
işin kreatif kısmındayız. Artık işi ajans
devraldı; çekeceği reklam filmiyle ilgili
beyin fırtınası yapar ve senaryo yazımına
başlar. Bütçe belirlenip brief verildikten
sonra senaristin, bir matematikçi gibi
senaryoyu hazırlaması gerekir. Çok kısa
sürede, mesajı çok net anlatan, karmaşa
yaratmayan bir senaryo üretilmeli. Verilen mesajın hem dikkat çekmesi hem
akılda kalması şart. Bununla birlikte, senaryo kurum kimliğine ters düşmemeli
ve hedef kitleyi de yakalamalı. Bu
reklamcıların işi de epey zormuş, değil
mi?
Şunu da atlamamak gerek; ajanslardan
tek bir senaryo çıkmıyor, birden fazla
senaryo yazılıyor ve şirket bunlardan
birini seçiyor. Senaryolar yazıldı, şirket
kendine en uygun olanı seçti, yönetmen
bulundu, oyuncular, sahne, dekor, kıyafetler her şey tamam. Öyleyse, 3-2-1
kayıt! Çekimler bitince her şey bitti mi
sandınız? Durun daha, reklam filmini
izleyebilmeniz için başka bir ajans da
devreye girer: medya planlama ajansı.
Bu ajans, reklamın hangi kanalda, hangi
zamanda ve ne kadar süre ile yayınlanacağını belirler. Şayet popüler bir dizi
arasında yayınlanacaksa; dizi biter bitmez mi, ortada mı, yoksa yeniden başlamasından önce mi yayınlanacağı karara bağlanır. Bu çok ayrıntılı bir çalışma
gerektiriyor. Bu çalışma reklam verenin
onayından geçtikten sonra rezervasyon
yaptırılır ve film televizyonlarda gösterilmeye başlar. Sonunda!
Şimdi tekrar yaslanın koltuklarınıza,
belki en sevdiğiniz reklama rastlarsınız
televizyonda? P
KAYNAK
Reklamının yapılmasını
istedikleri ürünün
pazardaki durumu,
rakiplerin durumu,
ürünün hedef kitlesi ve
kitlenin sosyo-ekonomik
durumu grafiklerle
anlatılır.
http://reklamfuryasi.blogcu.com/birtelevizyon-reklami-nasil-yapilir/4157688
http://www.hakandemirel.com.tr/blog/reklamdahisi-bill-bernbach
21