Cinsel şiddet, bayıltma, tecavüz;
bunlar da Amerikalı kahramanımız
için yeterli değildir, olmaz. Beyaz
Saray’ın ataerkisi “kahramanlığa”
yer bırakmamaktadır. Ancak Dunn
çarpıştığı son erkekte durur. Onu
takip etme kararı alır. Peki takip
edip, daha sonra öldürdüğü ka-
rakter ne yapmıştır? Özel mülke
izinsiz giriş. Film elbette burada
dramatik bir hava yaratmak ister
ve sanki özel mülkün ihlali, özel
mülkte yaşayanları esir almayı
şart koşarmışçasına, öldürülen ka-
rakterin aslında insanları esir alıp
onlara işkence ettiğini gösterir.
Özetle
ırkçılık
veya
teca-
vüz
değildir
cezalandırılan;
bir eve izinsiz giriş yapmaktır.
Londra’nın Lordlar Kamarası’n-
dan New York’un Wall Stre-
et’ine; kapitalin propaganda-
sını yapmakta olduğu ideal
kahraman tipolojisi ve onun ahla-
ki erdemleri, bu yağma ve talan
mantığının çerçevesinde oluştu-
rulmuş olan ileri polis örnekleridir.
Gezi’nin Kahramanları
Kuşağımız Gezi’de ne yaptı? Ken-
di kahramanlığının sosyal dışavu-
rumlarını ifade etmedi mi? Marvel
evreninin tam teçhizatlı ve silahlı
kolluk kuvvetlerine karşı eczane-
lerden edinilmiş göz damlaları ve
solunumu koruyan bez parçaları
eşliğinde seferber olunmadı mı?
Lars T. Lih belki de bunu yalnızca
Lenin’e ve onun beynine atfediyor
ancak tıpkı Rus devriminin özneleri
gibi, Gezi intifadasının katılımcıları
da, Ankara’nın “olağanüstü” yet-
kilerine ve silahlarına sahip olan
profesyonellerine karşı, sıradan
insanların Taksim’i fethetmesinde
kristalize olan bir kahramanlık mo-
mentinin sosyolojik parçalarıydılar.