“Merhametli bir adamın yolculuğu,
tuhaf karakterler ve yeniden keşfedi-
len aşkla dolu beklenmedik bir ma-
ceraya dönüşür
Netflix Türkiye’nin Recep İvedik
serisinin birinci filmi için yazdığı
tanım, aslında ilk bakışta herhan-
gi bir festival filmi konusu gibi
görünüyor. Kendim dahil birçok
izleyicinin ön yargıları ve kabul-
leri olmasa, herhangi bir block-
buster Türk komedi filmine şans
verdikleri kadar, Recep İvedik’e
de şans vereceğini düşünüyo-
rum. Ancak sanıyorum ki bu nok-
tada filmin repütasyonu devreye
giriyor. Birçok insan için Recep
İvedik bolca küfür eden, kaba,
şiddet yanlısı, homofobik, toplu-
mun “alt kesimi”ni temsil eden,
tabir-i caizse “kıro” bir karakter.
Öte yandan, serinin ilk filmini
4.301.693, ikinci filmini 4.333.144,
üçüncü filmini 3.326.084, dördün-
cü filmini 7.374.931 ve beşinci
filmini (www.sinematurk.com ‘un
verilerine göre rekor bir sayıyla)
7.434.050 kişinin sinemada iz-
lediğini de göz ardı edemeyiz.
Bu noktada, toplumdaki ikiliğin
sadece sanatsal bir zevk fark-
lılığından doğmadığını, başka
temsiliyet
meselelerinin
dev-
reye
girdiğini
düşünebiliriz.
Recep İvedik serisini ele alırken
filmleri bir bütün olarak ele almak-
tansa, Recep İvedik karakterini ve
filmlerin genel eleştirilerini ayrı
ayrı ele almak gerektiğini düşünü-
yorum. Çünkü filmlerin hiçbirinde
Recep İvedik’in olmadığı bir sah-
neye rastlanmamakta ve çoğun-
lukla ana karakter dışında hiçbir
karakter olay akışına etki edeme-
mekte. Peki, neredeyse her sahne-
de gördüğümüz, üzerine çokça tar-
tışılan Recep İvedik, neler yapıyor?