2014-2015 | Page 88

TÜRKİYE FELSEFE OLİMPİYATI VE DÜNYA FELSEFE OLİMPİYATI SINAVLARI Türkiye Felsefe Olimpiyatı, uluslararası yarışmanın ulusal basamağıdır. Nuran Direk’in kurucu üye olduğu IPO, Dünya Felsefe Federasyonu şemsiyesi altında ve UNES- CO himayesinde bir organizasyondur. Türkiye beş kurucu üyeden biridir. TFO 1997 yılından beri düzenlenmektedir. Yarışmada derece alan ve yeterli derecede yabancı dil bilen ilk iki öğrenci ülkemizi temsil etmektedir. Sorgulayan, eleştiren ve düşüncelerini özgür bir şekilde ifade eden bireyler yetiştirerek, sorunlara çözüm üretmek, yaratıcı düşünme, araştırma ruhunu geliştirme ve yeni fikirler ortaya koyabilmek amacıyla ulusal anlamda düzenlenen ve Türkiye Felsefe Kurumu tarafından yönetilen 19. Felsefe Olimpiyatı 12 merkezde gerçekleştirilmiştir. Düşünsel etkinliklerle ilgili yarışma ruhu yaratan, bilginin antropolojik temelleri üstünde düşünmeye teşvik eden, bilimsel çalışmaların etik boyutlarla bütünleşmesine yardımcı olan ve çağdaş dünyanın düşünsel ve etik problemleri üzerinde düşünme yeteneğini geliştirmeye ortam hazırlayan olimpiyat, okullarda insancıl düşüncenin ve eğitimin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Okulumuz, Türkiye Felsefe Olimpiyatında sınav merkezi olarak faaliyet göstermektedir. 09.11.2014 tarihinde gerçekleştirilen 19. Türkiye Felsefe Olimpiyatı sınavında okulumuz 12. Sınıf öğrencisi Öznur Hancı Türkiye 4üncüsü olmuştur. Öğrencimiz Türkiye’yi Uluslararası Dünya Felsefe Olimpiyatında temsil etmek için 24 Ocak 2015’te Çanakkale’de yabancı dilde (İngilizce) felsefe sınavına girmiştir. 2. Basamak sınavında da başarı göstererek Türkiye’yi, 23. Uluslararası Dünya Felsefe Olimpiyatı sınavında temsil edecektir. Sınav, Mayıs 2015’te Estonya’da yapılacaktır. Bu başarıda emeği geçen öğrencimize, danışman öğretmeni Felsefe Grubu Öğretmeni Südar Dudu’ya ve okul yönetimine teşekkür ederiz. Öğrencimize Dünya Felsefe Olimpiyatında ülkemizi temsil edeceği sınavda başarılar dileriz. Öğrencimizin Türkiye Felsefe Olimpiyatı sınavında yazdığı makale; Öznur Hancı, Özel Bilkent Erzurum Laboratuar Lisesi, ERZURUM, Derecesi:4 “Belki de deneyimin verdiği dersler çağdaş dünyayı kuşatan akıldışı inançların etkisini azaltabilir.” Bertrand Russell, Felsefe Yapma Sanatı, çev. Dr. Halil Kayıkçı, Ayyıldız Yay. Ankara 2012, s. 66. DENEYİMİN AYDINLATTIĞI KARANLIK İnsanoğlu her zaman deneyimleriyle, düşündükleri ya da hissettikleri arasında kalmıştır. Descartes’ın, kartezyen diyalektiği fiziği ve metafiziği tamamıyla ayrı şeyler olarak düşünerek bu sorunsala bir açıklama getirse de, yerleşmiş inançlar felsefenin önünü tıkamaya devam etmiştir. İşte bu noktada “Felsefe nedir? Ne için yapılır?” soruları devreye girmektedir. Zira, Russell gibi kimi felsefeciler tarafından “akıldışı” olarak nitelendirilen bazı inançların da kendilerine ait bir felsefeleri vardır. Yani Russell hem haklı hem haksızdır. Russell’ın “akıldışı” olarak nitelendirdiği inançlar, büyük oranda dinleri kapsamaktadır. Felsefeciler insan hayatına yön ve anlam verenin ne olduğunu tartışsalar da- tıpkı hedonistlerin kaliteli hazza ulaşma ya da Sartre gibi varoluşçuların “öz”ü bulma ideali gibi muhtemelen hiçbir şey, insanların hayatını din kadar kapsamlı ve etkili bir şekilde yönlendirmemiştir. Felsefenin hayata dair bir amaç belirlemek için yapıldığı düşünülebilir. Bu amacın sezgisel ya da mantıksal sebeplere dayandırılarak ve amacın amacı gibi sarmallardan uzaklaşıp basitleştirilmesi Nietzsche, Heidegger, Simone de Beauvoir gibi filozofların ve Budizm felsefesinin düşünce temellerini oluşturmuştur. Nietzsche o amacın, üstün insana (übermensch) ulaşmak olabileceğini öne sürüp sonra da bu olanağı sorgulamıştır. Beauvoir için kadınsal rollerin reddi ile (örneğin: eş, anne) başlayabilecek sürecin amacı, rollerden bağımsız THE CLAPPER 2014 - 2015 88