TÜRKİYE FELSEFE OLİMPİYATI VE
DÜNYA FELSEFE OLİMPİYATI SINAVLARI
Türkiye Felsefe Olimpiyatı, uluslararası yarışmanın ulusal
basamağıdır. Nuran Direk’in kurucu üye olduğu IPO,
Dünya Felsefe Federasyonu şemsiyesi altında ve UNES-
CO himayesinde bir organizasyondur. Türkiye beş kurucu
üyeden biridir. TFO 1997 yılından beri düzenlenmektedir.
Yarışmada derece alan ve yeterli derecede yabancı dil bilen
ilk iki öğrenci ülkemizi temsil etmektedir.
Sorgulayan, eleştiren ve düşüncelerini özgür bir şekilde
ifade eden bireyler yetiştirerek, sorunlara çözüm üretmek,
yaratıcı düşünme, araştırma ruhunu geliştirme ve
yeni fikirler ortaya koyabilmek amacıyla ulusal anlamda
düzenlenen ve Türkiye Felsefe Kurumu tarafından yönetilen
19. Felsefe Olimpiyatı 12 merkezde gerçekleştirilmiştir.
Düşünsel etkinliklerle ilgili yarışma ruhu yaratan, bilginin
antropolojik temelleri üstünde düşünmeye teşvik
eden, bilimsel çalışmaların etik boyutlarla bütünleşmesine
yardımcı olan ve çağdaş dünyanın düşünsel ve etik
problemleri üzerinde düşünme yeteneğini geliştirmeye
ortam hazırlayan olimpiyat, okullarda insancıl düşüncenin
ve eğitimin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır.
Okulumuz, Türkiye Felsefe Olimpiyatında sınav merkezi
olarak faaliyet göstermektedir. 09.11.2014 tarihinde
gerçekleştirilen 19. Türkiye Felsefe Olimpiyatı sınavında
okulumuz 12. Sınıf öğrencisi Öznur Hancı Türkiye 4üncüsü
olmuştur. Öğrencimiz Türkiye’yi Uluslararası Dünya
Felsefe Olimpiyatında temsil etmek için 24 Ocak 2015’te
Çanakkale’de yabancı dilde (İngilizce) felsefe sınavına girmiştir.
2. Basamak sınavında da başarı göstererek Türkiye’yi,
23. Uluslararası Dünya Felsefe Olimpiyatı sınavında
temsil edecektir. Sınav, Mayıs 2015’te Estonya’da yapılacaktır.
Bu başarıda emeği geçen öğrencimize, danışman
öğretmeni Felsefe Grubu Öğretmeni Südar Dudu’ya ve
okul yönetimine teşekkür ederiz. Öğrencimize Dünya
Felsefe Olimpiyatında ülkemizi temsil edeceği sınavda
başarılar dileriz.
Öğrencimizin Türkiye Felsefe Olimpiyatı sınavında yazdığı makale;
Öznur Hancı, Özel Bilkent Erzurum Laboratuar Lisesi, ERZURUM, Derecesi:4
“Belki de deneyimin verdiği dersler çağdaş dünyayı kuşatan akıldışı inançların etkisini azaltabilir.”
Bertrand Russell, Felsefe Yapma Sanatı, çev. Dr. Halil
Kayıkçı, Ayyıldız Yay. Ankara 2012, s. 66.
DENEYİMİN AYDINLATTIĞI KARANLIK
İnsanoğlu her zaman deneyimleriyle, düşündükleri ya
da hissettikleri arasında kalmıştır. Descartes’ın, kartezyen
diyalektiği fiziği ve metafiziği tamamıyla ayrı şeyler
olarak düşünerek bu sorunsala bir açıklama getirse de,
yerleşmiş inançlar felsefenin önünü tıkamaya devam etmiştir.
İşte bu noktada “Felsefe nedir? Ne için yapılır?”
soruları devreye girmektedir. Zira, Russell gibi kimi felsefeciler
tarafından “akıldışı” olarak nitelendirilen bazı
inançların da kendilerine ait bir felsefeleri vardır. Yani
Russell hem haklı hem haksızdır.
Russell’ın “akıldışı” olarak nitelendirdiği inançlar, büyük
oranda dinleri kapsamaktadır. Felsefeciler insan hayatına
yön ve anlam verenin ne olduğunu tartışsalar da- tıpkı
hedonistlerin kaliteli hazza ulaşma ya da Sartre gibi varoluşçuların
“öz”ü bulma ideali gibi muhtemelen hiçbir şey,
insanların hayatını din kadar kapsamlı ve etkili bir şekilde
yönlendirmemiştir. Felsefenin hayata dair bir amaç
belirlemek için yapıldığı düşünülebilir. Bu amacın sezgisel
ya da mantıksal sebeplere dayandırılarak ve amacın
amacı gibi sarmallardan uzaklaşıp basitleştirilmesi Nietzsche,
Heidegger, Simone de Beauvoir gibi filozofların ve
Budizm felsefesinin düşünce temellerini oluşturmuştur.
Nietzsche o amacın, üstün insana (übermensch) ulaşmak
olabileceğini öne sürüp sonra da bu olanağı sorgulamıştır.
Beauvoir için kadınsal rollerin reddi ile (örneğin: eş,
anne) başlayabilecek sürecin amacı, rollerden bağımsız
THE CLAPPER 2014 - 2015
88