2014-2015 | Page 18

ÇOK ŞEY Öğretmek. Öğreten. Öğretmen. Üzerinde neredeyse hiç düşünmemiş olduğumuz o kelime: Öğretmen. “Merhaba öğretmenim” diye tanışıp “hocam hakkınızı helal edin bizi unutmayın” diye veda ettiğimiz ulvi şahsiyet. Hayatımızın henüz başlamamış olan sürecinde şöyle bir hocam vardı hiç unutmam diye anlatacağımız ve esasen yaşamımızın her alanında bize kattıklarıyla kendimizi bulduğumuz candan insanlar… Öğrenim hayatımızın en başında, anlaşılmaz adeta Kiril alfabesiyle yazdığımız “ sizi çok seviyorum öğretmenim” yazılarımızla gözlerine bir katman daha eklediğimiz şimdilerde ise “hocam sınavlar çok yoğun kusura bakmayın ödevi atamadım ama söz yarına hepsini göndereceğim” diye kızdırdığımız öğretmenlerimiz… Farklı hırsları olan, hayat beklentileri bambaşka olan, yaşamı kavrama algıları apayrı olan bizleri yan yana oturtup, hepimiz için insanüstü bir çabayla bildiğini anlatmaya çalışan nadide insanlar… Öğretmenlerimiz bizleri akademik sınavlara hazırlamak için canla başla çalışırlar. Söylemin sığlığı, okunurken kelimelerin içinin boşaltılmış olmasıyla da aşikâr. Elbette canla başla çalışanlar fakat bu kadar değil. Öğretmenlerimiz çoğu zaman en yakın arkadaştan, anneden, babadan, akraba kavramından, kendimizden bile bize daha yakın olanlar. Bizi, çoğu zaman bizden daha iyi anlayan, en ufak ruhsal bir değişimi fark eden ve omzumuzdaki eli hiçbir koşulda ve asla indirmeyenler. Gölgesini her daim arkamızda hissettiklerimiz. Zorunlu vedalarımızdan sonra daha çok TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ZÜMRESİ ÖĞRETMENLERİ içimizde bir yerlerde her zaman varlığını hissedeceğimiz bazen abi bazen dost bazen aile olanlar. Düşünce yapımızı tel tel işleyen; vatan, bayrak, millet, birlik, özgürlük, kardeşlik bilincini oluşturanlar. Kimi zaman devrimci söylemleriyle kalbimizi hızlandıran, kimi zaman en tecrübeli ihtiyarlar kadar aklı başında söylemleriyle yarını düşündürenler. Kalemin, kılıçtan keskin olduğunu, haysiyetin her şeyin üstünde olduğunu gösterenler. “Ders notları sizin kapasitenizi belli etmez, fakat karnede gözükecek olan IQ seviyeniz değil notlarınızdır.” Diyerek en coşkulu zamanlarımızda, ders çalışmam lazım dedirtenler. Ve hissedenler. İnsanı anlayan, anladığını gösterebilen, seven, sevilen, anlayış göstermeyi bilen bireyler yetiştirmede uzman olanlar. Haksızlığa karşı dur deyin çocuklar, mazlumu koruyun diyen toplum onarıcıları. Dert ortağımız olanlar, ama öğrenci olduğumuzu unutturmayanlar. Ruhunuzu satmayın, para amacını değil aracınız olsun diyenler. Ve kalbimize ilmin, ufkun genişliğinin, bilimin, felsefenin, tarihin tohumlarını ekenler. 3+2 yi toplayamazken, aferin devam et böyle böyle öğreneceksin diyen direnişçiler. Direnmeyi öğretenler. Hayatı anlamanın, notlardan çok daha fazlası olduğunu anlatanlar fakat dersler olmadan da anladığımız hayatta tutunamayacağımızı öğretenler. Yavrum sıranın altındaki çöpü at diyen doğacılar. Lafa atlayanı dinelemeyen, parmak kaldıranı gören anlamaya çalışanlar. Böylece birbirimizi dinlemeyi, saygı duymayı gösterenler. İnananlar. Hissedenler. Gösterenler. Anlatanlar. Yazanlar. Sevenler. Öğretenler. Ve bir kelimeden çok daha fazlası olan öğretmenler. Günleri, yetiştirdikleri, kalpte hissedildikleri her günleri… Kutlu olsun. İyi ki varlar. Zümre Başkanı Rukiye SERYANOĞLU Öğretmenler Hülya BAYRAM Volkan DURAN Emine ER M. Murat HAKTANIR Tuba TUNÇSAN İrem Gaye KARS 12-C THE CLAPPER 2014 - 2015 18